Yönetmelikte geçen tanımlama asker ve polisleri düşündürtse de onun da kapsamı genişletildi. Vali ve kaymakam gibi mülki idare amirleri de ‘terörle mücadele etmiş’ sayılacak. Yargının savcı ve hâkimleri fiilen bu kapsama aldığını zaten biliyoruz.
Tecavüz ve cinayet gibi aslında ‘görev suçu‘ olmayan suçların, bu görevliler söz konusu olduğunda görev suçu sayılarak devlet güvencesi altına alındığını da…
Yani koruma şemsiyesi maddi ve manevi anlamda genişledi. Üstelik sadece suç işleyenleri değil, şikâyetçileri de kapsıyor.
Hatta yukarıda bahsettiğim fotoğraftaki gibi emekli emniyet müdürünü ve emekli gardiyanı da muhbiri de korucuyu da…
Tüm bu görevlerin kıyısından dahi geçmiş olanların herhangi bir yargı sürecini dert etmesine zaten gerek yoktu, şimdi bir de ödüllendirildiler: “Rahatça vurun, öldürün, işkence yapın, tecavüz edin, gerisini bize bırakın. Eskiden olduğu gibi beş sanığa bir kurum avukatının düştüğü, dilekçelerle geçiştirilen savunmalara mahkûm değilsiniz artık.”