Yolsuzluklara elbette karşı çıkmalı ve yolsuzluğa bulaştıkları iddia edilenlerin suçları ispatlanarak cezalandırılmasını talep etmeliyiz. Ancak, demokratik usullerle işbaşına gelmiş otoritelerin yönetme hakkını ve seçimle gelenin seçimle gitme yolunu da savunmalıyız.
Yargı bürokrasisinin demokrasiyi boğacak bir güç hâline gelmesini engellemeliyiz. Unutmayalım ki, yargı bürokrasisi her ülkede var, ama seçimle gelen siyasî otorite ve tüm bürokratlar gibi yargı bürokratlarının da seçilmiş politikacılar aracılığıyla halka hesap vermesi imkânı yalnızca demokrasilerde mevcut.
Dolayısıyla, demokratik sistemde, yargının meşruiyeti de etkili olması da, bir şekilde demokrasiyle, yani toplumla bağlantılı. Meşruiyeti tartışmalı ve denetlenme özelliği bulunmayan, bir başka deyişle oligarşiye dönüşmüş bir yargı yolsuzlukları azaltamayacağı gibi hak ve özgürlüklerimizin üzerinde sallanan bir Demokles kılıcı hâline de gelebilir.