Ateizm Derneği, ‘komünist ve ateist öğretmenlerin defterini düreceğini’ söylediği iddia edilen İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Vefa Bardakçı hakkında suç duyurusunda bulundu.
Ateizm Derneği’nin internet sitesinden yapılan açıklamada, ”Ateist olmak kişisel bir tercihtir ve istediği inanışta olmak her bireyin hakkıdır. Belli mesleklerle bağdaşmayacak bir tarafı yoktur. Öğretmenlik gibi onurlu bir mesleği icra eden insanları dini ya da siyasi kanaatlerine göre ayırmak, hem yasalarımıza göre suçtur, hem de bölücülüktür” denildi.
‘Devlet memuru kalması, devletin suça göz yumması anlamına gelir’

İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Vefa Bardakçı
Milli Eğitim Bakanlığı’na da soruşturma çağrısı yapan dernek, ”Çocuklarımıza birbirlerine düşman olmayı, birbirlerinden nefret etmeyi öğreterek masum beyinlerini zehirlemeyi kendine görev sayan birinin “devlet memuru” olması demek, devlet otoritesinin de bu suça göz yumması ya da ortak olması anlamına gelecektir” ifadesini kullandı.
Bardakçı ne demişti?
Bardakçı’nın nefret söylemi içeren açıklamaları, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu’nun geçen hafta verdiği soru önergesiyle gündeme gelmişti. Önergede, Bardakçı’nın 22 Ağustos 2014’te imam hatip ortaokul ve lise müdürleriyle yapılan bir toplantıda şunları söylediği belirtiliyordu:
“Okullarınızda bazı ateist, komünist öğretmenler var, çocukları bunlara teslim ederseniz onlar emek harcamazlar, Darwin teorisini anlatırlar. Derslere komünistler giriyor, çocukların beynini yıkıyorlar. Dinimiz yerlerde sürünüyor… Ateist ve komünistlere defol git buradan deyin, defterlerini dürün. Okullarınızda böyle yapanlar varsa, odanıza çekin kollarınızı sıvayın, baktınız olmadı önce siz sonra ben ifadesini alacağım.”
‘Şiddete teşvik’
Ateizm Derneği’nin suç duyurusundaysa şu ifadeler kullanıldı: ”Kendisi yetki sahibi amir pozisyonundaki bir kamu görevlisi olarak hitap ettiği diğer kamu görevlilerine, ateist veya komünist düşüncedeki öğretmenler için “defterlerini dürün” diyerek onları alenen hedef göstermiş, “siz riski göze alın” diyerek kamu görevlilerini yetkileri dışında işlemlere ve hatta “kollarınızı sıvayın” diyerek şiddete teşvik etmiştir.
“Gerekirse resen tayin ettireceğim” diyerek yetkilerini kötüye kullanacağının ve usulsüz işler yapacağının sinyalini vermiştir. Ateist olmak kişisel bir tercihtir ve istediği inanışta olmak her bireyin hakkıdır. Belli mesleklerle bağdaşmayacak bir tarafı yoktur. Öğretmenlik gibi onurlu bir mesleği icra eden insanları dini ya da siyasi kanaatlerine göre ayırmak, hem yasalarımıza göre suçtur, hem de bölücülüktür. Halkı kin ve düşmanlığa yöneltmek ise, Türkiye şartları göz önünde bulundurulduğunda ciddiye alınması gereken bir suç fiilidir.”