Kanun hükmünde kararnameyle (KHK) ihraç edilen üç kişinin kaçırıldığı öne sürüldü. Üç olayda da ortak nokta ‘transporter’ marka bir aracın kullanılması.
BBC Türkçe’den Fundanur Öztürk’ün haberine göre şu ana kadar Ankara’da ocak ayından beri kaçırıldığı ve haber alınamadığı öne sürülen 11 kişi bulunuyor.
Turgut Çapan’ın 31 Mart’ta, Önder Asan’ın 1 Nisan, Mustafa Özben’in de 9 Mayıs’ta kaçırıldığı iddia edilirken, üç isim de KHK ile kapatılan Turgut Özal Üniversitesi’nde çalışıyordu. Yine üç isi hakkında ‘FETÖ’ soruşturması kapsamında Şentepe’deki evlerinde arama kararı bulunuyordu.
İddiaya göre Asan ve Özben siyah bir transporter model araçla kaçırıldı. Kamera kayıtlarında da aracın Çapan’ı takip ettiği görüldü.
Ankara valiliği ve İçişleri Bakanlığı konuyla ilgili açıklama yapmazken, BBC Türkçe’ye konuşan resmi kaynaklar konuyla ilgili araştırma yapıldığını söyledi.
CHP’li vekillerin soru önergeleri de yanıtsız kaldı.
‘Biz polisiz koçum, sen işine bak’
Eşi hakkındaki yakalama kararı nedeniyle bir süredir evinde yaşamadığını ve saklandığını söyleyen Fatma Asan, “Eşim, ‘OHAL bittikten sonra ifade vermeye gideceğim’ dedi. Biz de evde sürekli tedirgin olmayalım diye eşyalarını alıp evden ayrıldı. Ama kendisiyle zaman zaman görüşüyorduk. 31 Mart’ta görüştük ve Etimesgut’ta buluştuk. 1 Nisan Cumartesi tekrar buluşmak için sözleştik ama gelmedi. Pazar da gelmedi” dedi.
Asan, kamera kayıtlarından eşinin yerini tespit ettiğini dile getirirken, görgü tanığı olan bir taksi şoförü, “Araçlardan bir tanesi siyah Transporter marka araçtı, fakat diğer iki aracın modellerini hatırlamıyorum. Adamı götüren silahlı kişiler, ‘Biz polisiz koçum, sen işine bak’ dediler. Panik olduğum için kimliklerini sormak ya da plakalarına bakmak aklıma gelmedi. Daha sonra emniyete gidip 18 Nisan’da ifademi verdim” dedi.
Şoför, yaşananları şöyle anlattı: “Seyir halindeyken siyah transporter aracın içindeki kişi silahını gösterdi ve sağa çekmemi işaret etti. Ben sağ şeride geçtim ve seyrime devam ettim, ancak aracı önüme kırdılar. Bir araç yanımda, diğer araç da arkamdaydı. Anında 9-10 silahlı kişi indi ve şahsı 30 saniye içinde siyah Transporter’a bindirdiler.”
Asan, eşinden 42 gün sonra haber alabildiğini ve teslim olduğunu öğrendiğini söyledi.
Eşiyle görüşen Asan, emniyette kendisinden bazı kişilerle ilgili bilgi almak istendiğini belirterek, “1,5-2 metrekare simsiyah bir odanın içerisinde elleri kelepçeli, gözleri bağlı bir şekilde kaldığını söyledi. Alındığı ilk anda başına torba geçirilmiş, gidene kadar dövülmüş. Ve o dayağın etkisiyle böbrek ağrısından ötürü yatamamış. Elleri kelepçeli ve gözleri bağlı bir şekilde tuvalete gidiyormuş, kimseyi görmemiş” dedi.
15 saniyede kaçırılmış
Eşi Turgut Çapan’ın kaçırıldığını düşünen Ülkü Çapan ise, eşinin son birkaç aydır evde olmadığını belirterek, Önder Asan’ın kendisine “Abla, Turgut Bey Şentepe tarafında kaçırıldı” dediğini söyledi.
Eşinin nerede olduğuna yönelik araştırma yaptığını ve resmi makamlara başvurduğunu kaydeden Çapan, şunları söyledi: “Bir apartmanın ön kamerasından eşimin geçişini gördük, fakat istikametindeki yolu kesen diğer bir kamerada geçişini göremedik. Tam o aralıkta, bölgeyi farklı açıdan gören bir kameradan eşimin olduğu yere siyah bir Transporter minibüsün hızla geldiğini görüyoruz. O siyah minibüs orada 15 saniye kadar oyalanıyor. Eşim ise gidebileceği hiçbir yönden geçmiyor. Sokak ortasında güpegündüz koskoca adam yok oluyor.”
‘Olay filmlerdeki gibiydi’
Mustafa Özben’in de yine siyah bir transporter araçla kaçırıldığı ifade edildi. Bu olay, bir görgü tanığının verdiği ifadeyle kesinleşti.
Eşi Emine Özben ise, Mustafa Özben’in, kızını okula bıraktıktan sonra eve dönmediğini belirterek, “10 Mayıs 2017 günü Ankara Emniyet Müdürlüğü Şentepe Polis Merkezi’ne 2 defa müracaat ettim. Polise yaptığım müracaatta dikkatimi çeken şey şuydu: Polisler eşimin kaçırıldığına ikna olmadıkları gibi onun ‘saklanmış-kaçmış olabileceğini’ söylediler. Emniyette bana, ‘Eşin zaten aranıyordu’ dediler fakat ben bu durumu ilk defa duydum. Ailemizin bundan haberi yoktu. Peki adli işlem niçin yapılmamış ve bunun için gözaltı uygulanmamıştı? Yani yasal gözaltı yerine kaçırma planı mı yapılmıştı?” dedi.
Eşinin kendisini 11 Mayıs’ta tanımadığı bir numaradan aradığını söyleyen Özben, “Eşimin sesi tedirgin geliyordu, ben ve çocuklarımızın durumunu sordu, sonra sesler karıştı ve elinden telefonu alıp kapattılar. Sesi iyi gelmiyordu. Bana kaçırıldığını ve zor durumda olduğunu hissettirdi ve en çok da bize bir şey olup olmadığını anlamak istedi” dedi.
Özben, “Eşim iki kişi tarafından siyah Transporter araca doğru zorla götürülmüş, olaya karışan 3. kişinin ise yüzü maskeliymiş. 3 kişi eşimi araca arkadan zorla bindirmiş. Görgü tanıklarından birisi, ‘Olay filmlerdeki gibiydi, yüzü maskeli şahıs vardı, hızlıca adamı araca bindirdiler, anlık bir olaydı’ dedi” diye konuştu.