ELMAS TOPCU
@topcuelmas
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Pazar günü İstanbul’a yaptığı kısa ziyaret Alman kamuoyunda hararetli tartışmalara yol açtı ve geniş yankı buldu.
Muhalefet mensupları, birçok uzman ve gazeteci, Merkel’in 1 Kasım‘da düzenlenecek seçimlerden sadece iki hafta önce Türkiye’ye gitmesini ve hem Başbakan Ahmet Davutoğlu hem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la görüşmesini ‘AKP’ye seçim desteği olarak algınabileceği veya sunulacağı’ gerekçesiyle sert biçimde eleştirdi.
Merkel’in ortağı, kardeş parti CSU’dan ‘Türkiye’ye fazla taviz verilmemesi’ yönünde bir çıkış geldi. Merkel’in partisi CDU’nun Genel Sekreteri Peter Tauber de, “Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği konusunda partimizin tutumu bellidir” diye konuşarak, Ankara’nın fazla umutlanmaması gerektiğine işaret etti.
Tartışmalar, siyasi karikatürün güçlü olduğu Almanya’da dergi, gazete ve internet sayfalarında da geniş yer buldu.
Sizi görmek güzel Sayın Erdoğan
Siyasi karikatürün ödüllü isimlerinden, Stuttgartlı sanatçı ve çizer Kostas Koufogiorgos’un karikatürü Brüksel ile Ankara arasında demokrasi, temel hak ve hürriyetler ile basın yayın özgürlüğü gibi konulardaki uçuruma dikkat çekmiş. Koufogiorgos, Merkel’i, Avrupa Birliği seviyesinden aşağıya, Erdoğan’ın bulunduğu yere inerken çizmiş. Merkel, inerken bir yandan da, “Sizi görmek güzel Sayın Erdoğan” diyor.
Biz ne alacağız?
Bu karikatürde ise Koufogiorgos, Merkel’in gezisinin, 1 Kasım seçimlerinden kısa süre öncesinde düzenlenmiş olmasını, Erdoğan’ın seçim çalışmasına destek vermek anlamına geldiğini vurguluyor. Karikatürist, Merkel’in uçağının Türkiye dönüşünü çizmiş. Merkel’in uçağının arkasında uçuşan kırmızı dev pankartta, ‘Erdoğan’ı seç’ yazılı. Uçaktan çıkarılan konuşma baloncuğunda ise, “Eee peki biz karşılığında Erdoğan’dan ne alacağız” sorusu duyuluyor.
Üstüne bir de para
Alman siyasi karikatürünün bir diğer ustası Harm Bengen de Merkel’in Türkiye ziyaretinin Erdoğan’ın seçim kampanyasına hizmet ettiğini savunmuş ve bir barda bir şeyler içenlerin sohbeti üzerinden Alman kamuoyunda süren tartışmaları karikatürüne taşımış. Karikatürde siyah tişörtlü soldaki erkek, “Merkel Erdoğan’ın seçim kampanyasına yardım ediyor” diyor. Ortadaki kadın ise soruyor, “Peki karşılığında Merkel ne alıyor?” Sağdaki yeşil gömlekli erkek ise cevap veriyor: “Karşılığında bir şey almıyor. Aksine üstüne bir de 3 milyar vermesi gerekiyormuş.”
Erdoğan’ın bütün taleplerini yerine getirmiş olduk
Yine Bengen, bir başka karikatüründe, Avrupa Birliği’ni de mülteciler konusundaki pazarlıklarda Erdoğan‘a teslim olmakla suçluyor. Bengen, çiziminde mavi AB bayrağını kırmızı yapmış ve ortasına da ay ve hilal ekleyerek Ankara’ya tavizler verildiğini ima etmiş. Mülteci pazarlığı ve Türkiye konusunu görüştükleri anlaşılan liderler arasında şu konuşma geçiyor:
– Mülteciler konusu…
– Bence, Erdoğan’ın bütün taleplerini yerine getirmiş olduk.
‘Sevgili Recep, sana küçük bir avans…’
Karikatürleri Die Zeit, Der Spiegel gibi önemli Almanca medyada yer alan Marian Kamensky, ABD’nin neden olduğu savaşlar yüzünden yollara düşen mültecilerin durumuna işaret etti. Kamensky, bunu Merkel’i Obama’yı sırtında taşırken çizerek vurguladı. Merkel’in sırtındaki Obama tırnaklarını törpülerken, Esad ve Putin’in de izlediği bir sahnede, Merkel elinde 3 milyar avro dolu çuvalı Erdoğan‘a uzatırken görülüyor. Erdoğan kolunu dostça IŞİD’i temsilen çizildiği anlaşılan bir militanın omzuna atmış. IŞİD’li, üzerinde Kürt yazılı, dizleri üzerine çökertilmiş bir kişiyi öldürmek üzere boynuna bıçak dayamış. Karikatürde Merkel, “Sevgili Recep, sen mültecileri bizden uzak tutaşın diye sana küçük bir avans” diyor.
Alman medyası, AKP ve Erdoğan’ı yerden yere vurdu; karikatüristler yine fena ‘çizdi’
Dünyaca ünlü karitatüristler ‘Ankara katliamı’nı çizdi
Alman karikatüristler Erdoğan’ı fena ‘çizdi’
‘Karikatür krizi’nde Almanya’dan tokat gibi yanıt: Erdoğan önce kendine baksın
Almanya’da ‘Erdoğan’ın IŞİD’i seyretmesi’ mizah konusu oldu
Alman dergisi Cicero, HDP’nin okuyla Erdoğan’ın balonunu söndürdü
Erdoğan Alman çizerlerin her daim gözdesi!
Alman çizerlerden Erdoğan’a ‘megalomani ve paranoya’ eleştirisi