Cemaat- iktidar kavgası demokrasi açısından iki zaafiyeti ya da geri gidişi devreye soktu. Cemaatin bazı yargı ve emniyet birimlerini kendi stratejisi etrafında kontrol etmesi, demokrasiyi kökten kuşatan bir virus görüntüsüyle açığa çıktı ve yargının bir tür çöküşüne işaret etti. Buna karşılık, siyasi iktidarın aldığı önlemler yargıya müdahale şeklinde oldukça, kuvvetler ayrımı ilkesi baltalanmaya başladı.
Bu gelişmeler Türkiye ve AK Parti’yle ilgili algı ve imaj örselenmesinin ana unsurları oldular. Yeni rejim inşaı döneminin demokrasi karnesi kırık, buna şüphe yok. Bunlara şüphe yok, yolsuzluk tartışmalarını ve fezlekeleri eklemek gerek. Bunlar mevcut çatışmanın taşıyıcısı ve silahı oldukları oranda araçsallaştılar ve gölgede kaldılar. Bu dosyaların akibeti Türkiye siyaseti ve demokrasisi için son derece önemlidir.
Ortada çok yönlü bir kriz var. Katılım krizi, devlet krizi ve siyaset krizi… Ve elbet şeffaflık meselesi…