İktidar, muhalefetin getirmeyi vaat ettiği, hatta bulduğunu söylediği 300 milyar doları gerçekleştirilemeyecek hayali bir tutar olarak görüyor, bu para getirilebilse bile bunun “ne karşılığı” olacağı sorusunu ortaya atıyor. Yani bu para için mutlaka bir bedel ödeneceği iddiası var. Bu aşamada da parayı verecek olanlar “tefeci” olarak niteleniyor, CHP de “tefecilerle iş yapan, onlara ödün veren bir parti” olmakla suçlanıyor.
Kılıçdaroğlu bu parayı bir kere öyle bir yıl içinde, hele hele üç beş ay içinde getireceğini söylemiyor; üç beş yıllık bir zaman diliminden söz ediliyor.
Türkiye’ye AKP’nin iktidar olduğu 2003 yılı başından bu yana, bu şubat da dahil yirmi yılı aşkın sürede 430 milyar dolarlık doğrudan yatırım ve portföy yatırımı geldi.
Bu 430 milyar doların yaklaşık 70 milyar doları gayrimenkul yatırımı için gelmiş, bunu da göz önünde bulundurmak gerek. Gayrimenkul alımı için getirilen döviz gerçek anlamda yatırım değil, hele hele doğrudan yatırım hiç değil ama ödemeler dengesinde böyle tasnif ediliyor.
Yirmi yılda 430 milyar dolar… Yani yıllık ortalama 20-21 milyar dolar…
Ortalama böyle ama bazı dönemlerde çok yüklü tutarlarda giriş olmuş.
Örneğin 2012’de 52 milyar dolar gelmiş.
Örneğin 2011’de, 2013’te, 2014’te, 2017’de 35 milyar dolar civarında girişler olmuş.
Demek ki Türkiye’nin ciddi miktarda yatırım çekmek potansiyeli var!