Bir ailenin tek başına birçok gazete ve TV’yi aynı anda kontrol etmesi, yani medyada tekelleşme, ulusal güvenlik açısından dahi sakıncalı bulunmuyor muydu?
Hükümetler devirip hükümetler kurduracak, istediğini yükseltip istediğini düşürecek, ayak kaydırma oyunlarıyla iktidar çekişmelerine girecek, seçilmişlerle yıkıcı ve yıpratıcı kavgalara dalacak, siyaset mühendisliklerine soyunacak, başbakanlara kafa tutacak, demokrasinin altını oyacak bir medya karteline izin verilmemesi gerekmiyor muydu?
Demokrasinin sağlıklı işlemesine de ciddi bir tehdit olarak görülmüyor muydu, böyle bir monopolün medyaya hükmetmesi?
Bu güce kavuştuğu için hedefe konmamış mıydı Doğan Grubu? Bu yüzden başımızdaki kötülüklerin sorumlusu bellenip şeytanlaştırılmamış mıydı?
Bu nedenle küçülme baskısı altında, 2 gazeteyle bir televizyonu daha önce elden çıkarmak zorunda kalmamışlar mıydı?
Medya sahipliği etrafında dönen bütün o tartışmaları yanlış mı hatırlıyorum?
Bu alanda güç temerküzü, gazete ve TV’lerin tek elde toplanması, büyük bir tehlike değil miydi?
Ateşten gömlek giymek gibiydi velhasıl bir zamanlar…
Umarım, medyanın eskiden arz ettiği sakıncalar ve kafa karışıklıkları, kontrol Demirören Ailesi’ne geçince ortadan kalkar. Hayırlı olsun, kutlarım.