MESUDE DEMİR
@mesudedemirr
Aile sağlığı merkezi (ASM) hekimleri, hemşire ve ebelerinin 1 Kasım’da yürürlüğe giren ‘Eziyet Yönetmeliği’nin geri çekilmesi için beş günlük iş bırakma eylemi başladı. ASM çalışanları bugün bulundukların illerin sağlık il müdürlüklerinin önüne giderek seslerini Ankara’ya duyurmaya çalıştı.
Aile hekimleri, kasımda üç, aralıktaysa beş gün iş bırakmıştı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) yönetmeliğin geri çekilmesi için bir yandan bakanlıkla görüşmelerini sürdürürken diğer yandan fiili ve hukuki mücadeleye devam ediyor. Tabip odalarının yanı sıra, çok sayıda sendika, federasyon, birlik, dernek eylemlere destek veriyor.
8 Ocak’ta tüm sağlık kurumlarında iş bırakma eylemi var
8 Ocak Çarşamba da tüm sağlık kurumlarında (hastaneler dahil) iş bırakılarak ASM çalışanlarına destek verilecek.
Ancak Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nde ısrar ediyor ve geri adım atmıyor. Hekimler sonuç alıncaya kadar eylemlerine devam etmeye kararlı.
Dokuz maddede ASM çalışanlarının talepleri:
* Bizler aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçileri olarak mesleki yeterliliklerimiz ve deneyimlerimizle para, performans, cezalandırma baskısı olmadan halkın sağlık sorunlarını çözmek istiyoruz.
* Yoğun iş yükü ile günde 100 hastaya, her birine sadece üç dakika ayırarak işlem yapmak yerine nitelikli bir sağlık hizmeti için her hastaya en az 10 dakika zaman ayırabilmeyi istiyoruz. Hastalarımızın muayene, takip, tedavi, aşı, izlem, tarama ve bilgilendirilmesi için yeterli zaman ve olanak talep ediyoruz.
* Hastalarımızın müşteri, puan, katsayı olarak görülmesini değil, insan olarak değer görmesini istiyoruz.
Ağrı kesici, mide koruyucu, antibiyotik yazılması kısıtlandı
* Hastalarımıza tedavisi için yazılması gereken ağrı kesici, mide koruyucu ve antibiyotik gibi ilaçların yazılmasının kısıtlanması hekimlerin mesleki bağımsızlığına müdahale olduğu gibi hastalarımızın tedavi hakkının elinden alınmasıdır. Bu uygulamayı kabul etmiyoruz.
* Aile sağlığı merkezlerinde raporların ücretli olması, ücretsiz olan birinci basamak hizmetlerinin sonu demektir. Aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçileri olarak, sağlıkta ticaretin yenidoğan skandalında gördüğümüz gibi ölüm getirdiğini çok iyi biliyor ve hastalarımıza ücretsiz, nitelikli ve erişilebilir bir sağlık hizmeti sunmak istiyoruz.
* Yılda yediden fazla hastane başvurusu olan hastaların tedavi hakkının, bizim üzerimizden kontrol edilerek, ihtar ve maaş kesintisi ile kısıtlanmasını kabul etmiyoruz. Ücretlerimizin hastane başvurusu ya da son altı ay ASM’ye başvurmayan kişi sayısı gibi bizim müdahale edemeyeceğimiz kriterlere bağlanmasını istemiyoruz.
Bilim dışı uygulamalar yapmak istemiyoruz
* Hastalarımıza hiçbir yararı olmayan bilim dışı (geleneksel tıp uygumaları) yanlış uygulamaların yapılmasını istemiyoruz, bilimsel, nitelikli sağlık hizmeti vermek istiyoruz.
* Hastalarımıza ait kişisel verilerin güvenliğinin, hasta mahremiyeti hakkına uygun olarak korunmasını istiyoruz. Kronik hastalık takiplerinin halen kullanılan aile hekimliği bilgi sistemleri ile yeterli muayene süresi ayrılarak, hastaların gerçekten yararına olacak şekilde yapılmasını istiyoruz.
* Sorunlar yumağına dönen günlük politikalar ile çözülmeye çalışılan Aile Hekimliği Yönetmeliği’nin sağlık emek ve meslek örgütleriyle birlikte görüşülüp danışılarak ve özlük haklarımız verilerek yeniden düzenlenmesini istiyoruz.
İdari soruşturma başlatılırsa TTB ve odalar hukuki destek verecek
Öte yandan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi yaptığı açıklamada, söz konusu eylemin anayasal haklar arasında yer alan örgütlenme, düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanımı niteliğinde olduğunu söyledi. Örgütlenme özgürlüğü önündeki hukuki engellerin hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları hem de Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler doğrultusunda kaldırıldığı hatırlatıldı.
Eylemin düşünceyi yayma hakkı olduğu belirtilen açıklamada ayrıca, hekimlerin bu meşru hak arayışı ve sonrasında gerçekleşebilecek olası idari soruşturma ve benzeri durumlarda TTB ve tabip odalarının hukuk bürolarının gerekli hukuksal desteği vereceği de söylendi.