Önceki günkü Reyiz kararnamesine göre bizim hâkim, savcı ve kamuda görevli avukatlarımız da Katarlı meslektaşları ile bilgi ve görgü alışverişi yapacaklarmış. Aslında bu anlaşma Doha’da 2017’de imzalanmıştı. Onay için bir kenarda bekletiliyordu. Acaba neden böyle alelacele ve hem de mükerrer baskı ile yürürlüğe sokuldu ki? Külliye’deki Adli Yıl Açılışı’nda İzmir, Ankara, İstanbul gibi baroların bıraktığı boş koltukları Katarlı hukukçular doldursun diye mi? Eminiz bu boşluk Külliye’ye ve Yargıtay’a layık bir biçimde dolacaktır.
İktidarın iş tuttuğu müteahhitler ‘garanti’ye çok meraklı.
Yolcu garantili havaalanları, araç garantili köprüler, hasta garantili şehir hastaneleri. Hukuk ve adalet işbirliği yapılacak Katar’a ne türden bir garanti verdik? Bu soruların binlerce benzeri sokakta, medyada, Meclis’te soruluyor. Yanıt yok. Katar ilişkisini MİT açık kaynaklarından öğrenmek de mümkün değil. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi – Cimer de böyle sorulara yanıt vermeyecek kadar cin.