Ama bir süredir adı konulmamış bir jüri sistemine geçmiş bulunmaktayız.
Bizdeki jürinin adı şudur: Sosyal medya jürisi!
Halil Sezai’yi tutuklatan bu jüridir. Kadın göbeğine yazı yazan adamı içeri tıktıran bu jüridir. Sabah salınanı öğleden sonra küt diye gözaltına aldıran bu jüridir. Trafikte bir kadına saldıran magandayı palas pandıras yakalatan bu jüridir. Maymuncu sosyal medya fenomenine bile bu jüri sayesinde işlem yapılmıştır.
Sosyal medyada “Falanca tutuklansın” cümlesini TT’ye yerleştirerek çalışmalarını sürdürür bizim jüri. TT tamamsa… Jüri de kararını vermiş oluyor.
Hâkimlerimiz artık kararlarını verdikten sonra “Peki jüri ne diyor bu konuda” diye şöyle etrafı kolaçan ediyorlar. Ve jürimizin verdiği karar doğrultusunda kararlarını değiştiriveriyorlar.
(…)Benim kestirmeden varabildiğim sonuç şu: Kamu vicdanının ayaklanmasına gerek bırakmayacak bir hukuk sistemi kurmamız gerekiyor galiba.