• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Açlık grevindeki Nuriye Gülmen'e tahliye kararı

01/12/2017 20:50

 

269 gündür açlık grevindeki eğitimci Nuriye Gülmen’in tahliyesine karar verildi.

Fotoğraf: artigercek.com


OHAL KHK’sıyla ihraç edilen öğretmen Semih Özakça ve akademisyen Gülmen hakkında açlık grevine başlamalarından sonra dava açılmıştı.

DHKP-C’den talimat aldığı iddia edilen Gülmen’e 7,5 yıldan 15 yıla kadar, Özakça’ya ise ‘örgüte yardım’ suçlamasıyla beş yıldan 10 yıla kadar hapis isteniyor. Özakça 20 Ekim’deki üçüncü duruşmada tahliye edilmişti. Gülmen ise tutuklu yargılanıyor.

İkili açlık grevinde 269 günü geride bıraktı.

Davanın bugün karar duruşması görüldü. Hastanede bulunan Gülmen, saat 11.00’de başlayan duruşmaya yine getirilmedi. Savcı, Gülmen için adli kontrol şartıyla tahliye talebinde bulundu.

Önce ceza, sonra tahliye

Mahkeme, Gülmen’e ‘örgüt üyeliği’ suçundan önce yedi yıl altı ay hapis cezası verdi. Mahkeme daha sonra cezayı Gülmen’in geleceği üzerindeki etkisini dikkate alarak altı yıl üç aya indirdi.

Gülmen’in tutuklu bulunduğu süreyi ve ceza miktarını göz önünde bulunduran mahkeme, yurt dışına çıkış yasağı koyarak tahliye kararı verdi.

Gülmen ayrıca, ‘terör örgütü propagandası yapmak ve gösteri yürüyüşüne muhalefet’ suçlamalarından beraat etti.

Diğer sanıklar Semih Özakça ve Acun Karadağ da tüm suçlamalardan beraat etti.

Nuriye Gülmen’in tahliye kararı ardından konuşan Semih Özakça: Nuriye hocayı zulmün elinden aldık, kazanacağız demiştik ve kazanacağızhttps://t.co/gbSNjwsJuD pic.twitter.com/2KukALPX8z

— Yarın Haber (@yarinhaber) 1 Aralık 2017

Semih Özakça, kararın ardından “Nuriye hocayı oradan aldık. ‘Kazanacağız’ demiştik, kazandık. Mahkumiyet ya da beraat kararı bizim için önemli değil, biz halkın kararına bakarız” dedi.

Gülmen’in savunması

Cumhuriyet’in aktardığına göre, Gülmen SEGBİS’le yaptığı savunmasında şunları söyledi: “Kuvvetli suç şüphesi diye sihirli bir sözcüğünüz var, onu söyleyince her şey bitti tamam oluyor. Bunu doğuran şey de bir tanığın söyledikleri. Konsere gitmiş biri ‘Beni örgütle Nuriye tanıştırdı’ diyor. Bir konsere gidip kendini örgüt üyesi sanıyorsa ben ne yapayım. Artık bugün mahkemenin çok acelesi olduğu için o hükmü açıklayacak. Ama kendi hükümleri değil tabii ki bu. Bu zamana kadar kendileri hiçbir şey yapmadıkları için hüküm de onların olmayacak. Hakkımızda kitapçıklar mı çıkartılmadı, açıklamalar mı yapılmadı? Heyet bir kere de ‘Ne yapıyorsunuz, yargılamamıza müdahale ediyorsunuz’ demedi. Ben artık heyete konuşmuyorum. Onlara olan tüm inancımı geçen celseden sonra özellikle yitirdim. Benim ne söylediğimin bir önemi yok çünkü onlar için. Ben tek bir sözümün çok kıymetli olduğu halkımız için konuşacağım. Dünyanın bir ucundan küçük bir çocuk bana mektup göndermişti, ‘Öğretmenim size bir şey olsun istemiyorum’ diye. Ben o çocuk için konuşacağım.

Geçen celse kendimi tehdit altında hissettiğim için konuşmamıştım. Çünkü savunma vermememe rağmen bana ‘Bu söylediklerin savunman sayılabilir geri kalanlar hakkında susma hakkını kullanmış kabul edilebilirsin’ demiştiniz. Ama şimdi umrumda değil, savunma mı sayacaksınız, sayın ya da saymayın, kendimi anlatmıştım yine kendimi anlatacağım. Biz direnerek kendimize hatırlatıyorduk öncelikle haksız yere işten atıldığımızı. Kimseye anlatamasak bile kendimize hatırlatıyorduk. Haksız yere işimizden atılmayı kanıksamadık çünkü. Bunun için kendimle de arkadaşlarımla da gurur duyuyorum. Bizim direnişimizi besleyen şey haklılıktı.

Daha açlık grevi gündemimizde değilken bir alman televizyonu belgesel çekmek istediğini söyledi. İki gün bizimle birlikte vakit geçireceklerdi. Sonunda peki ne olacak diye sordular, ‘Valla canımı sokakta bulmadım açlık grevine başlarım’ demiştim.

O zamanlar daha ihraç bile edilmemiştim, sadece açığa alınmıştım. Açlık grevi o kadar güçlü bir eylem ki açlık grevine başlarsam hemen sonuç alacağmı düşünüyordum. Ben açığa alınmış halimle eylem yapıp işime dönmeyi beklerken beni dalga geçer gibi ihraç ettiler.

Sonra açlık grevi gerçekten gündemimize geldi. Tamamen bir keyfilik içerisinde bize her gün saldırmaları öfkemizi büyütüyordu. Ama biz yılmadan her gün Yüksel’e çıkmaya devam ettik. Kemik acısı deyip direnişimize devam ediyorduk.

Açlık grevi fikri bu saldırılardan sonra, insanlarla, milletvekilleri ile, dostlarımızla konuştuktan sonra iyice olgunlaştı. Nihayet Meclis’te basın açıklaması ile açlık grevine başlayacağımızı duyurduk.

O gün Meclis çıkışında bizi gözaltına aldılar. 5 gün gözaltında kaldık ve açlık grevine böyle başlamış olduk. Biz gözaltında iken meydan boş kalmamıştı. İnsanlar gelip pankartlarımızı yapıp, anıtı her günki haline dönüştürmüşlerdi. Açlık grevi insanlarda büyük bir patlama yaşattı. Her zamankinden çok daha kalabalık oluyordu meydan. O en kalabalık olduğu bir günün fotoğrafı var, işte o fotoğrafın alındığı günden çok kısa bir süre sonra gözaltına alındık zaten. Anıtta açlık grevi yaparken canlı yayın yapıyorduk bazen. 38. günde yanlışlıkla ‘Bugün açlık grevinin 58. günü’ dedim. Sonra ‘Allah korusun ne 58’i’ diye düzelttim. 58 gün o kadar uzaktı ki, oraya varmaz bizim işimizi geri vermeleri diye düşünüyordum çünkü.

‘Buna siz sebep oldunuz’

268 gün Semih’in de benim de düşündüğümüz bir şey değildi ama buna siz sebep oldunuz. Ne kadar çok saldırı olursa biz o kadar direnişe tutunuyoruz. Biz direnişe tutundukça bizi yenebilecek hiçbir şey yok çünkü. Hakkımızda vereceğiniz ara karar ya da hüküm asıl sizin hakkınızda olacaktır. Çünkü halk bizim hakkımızdaki kararını çoktan verdi. Bizim gönlümüz rahat o yüzden. Tavsiye ediyorum heyete siz de direnin. Talimat mı geliyor size, direnin. AKP iktidarının halka karşı saldırgan tutumuna set olmak açısından hem çorbada tuzunuz olur hem de asıl olarak alnınız ak olur.

Sevgili direniş dostları, bu son sözüm değil ama şimdilik şunu söyleyeceğim: Burası tam kavganın ortası…”

Gülmen’in konuşması alkışlar eşliğinde sona erdi.

‘Vücudum her geçen gün lime lime eriyor’

Gülmen savunmasına şöyle devam etti: “Bana henüz savunmamı vermemiş olmama rağmen ısrarla tanık beyanları ve mütalaaya karşı beyanlarımı sormanızı anlamıyorum. Üç duruşmadır bu böyle, bana SEGBİS’i dayatıyorsunuz, ben bu şekilde savunma vermek istemiyorum. Açlık grevinin vücudumda yarattığı zararların farkındayım. Vücudum her geçen gün lime lime eriyor. 268 gündür her gün buna şahit oluyorum. Hastane, ölümü göze aldığıma ilişkin yazı imzalamam karşılığında duruşmaya gitmeme izin verileceğini bildirdi.”

Duruşmada Semih Özakça savunma yaptı: “Ben talimatı vicdan örgütünden aldım. Vicdanım evde oturmaya el vermedi. Bu haksızlığa karşı çıkmak istedim. Ben talimatı öğrencilerimden aldım. Onlar gözyaşı dökerken, onlara söz verdim geri geleceğim diye. Bu eylemim, talebim terör örgütlerine nasıl yardım edebilir? Nasıl onların işine yarar? Onlara yardım etmez, onların işine yaramaz. İşime dönersem bu durum öğrencilerime yarar. İhraç edilmiş bekleyen binlerce emekçiye umut olur ona yarar. Ben açlık grevinde işime dönebilme umudumu gördüm. Diğer tarafta beklemekte bir umut göremedim. Dava dediler mahkemeler bakmadı. Komisyon dediler ortada tek bir karar dahi yok.”

Gülmen, açlık grevinin 264’üncü gününde de tahliye edilmedi

Açlık grevindeki Gülmen: Bilincim kapandığında müdahale istemiyorum

Açlık grevindeki Semih Özakça: Davada bir acele söz konusu

Açlık grevindeki Nuriye Gülmen’in tutukluluğuna devam

Kategori:Aktüel

SON HABERLER

Bağdat, KBY'nin 110 milyar dolarlık anlaşmasını reddetti

Irak’ta merkezi yönetim, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KBY) ABD’li şirketlerle yaptığı 110 milyar dolarlık enerji anlaşmasını kabul etmediğini duyurdu.

Posta servisi 12 bin civcivi kamyonda terk etti: Binlercesi öldü

ABD’de 12 bin civciv Amerika Birleşik Devletleri Posta Servisi’ne (USPS) ait kamyonda terk edildi.

Üç gün sonra bulunan civcivlerden binlercesi öldü, kalanlarıysa küçük bir barınakta tutuluyor.

İstanbul Caz Festivali: Piyanist Max Richter 3 Temmuz'da ilk kez Türkiye'ye geliyor

Besteci ve piyanist Max Richter, İstanbul Kültür Sanat VakfI’nın (İKSV) düzenlediği (İKSV) 32’nci İstanbul Caz Festivali kapsamında 3 Temmuz’da ilk kez Türkiye’ye gelecek.

Ankara'da üç güzergaha metrobüs geliyor

Ankara’da EGO Genel Müdürlüğü trafik sıkışıklığını azaltmak amacıyla araç filosuna yeni nesil metrobüs alacak.

Adalet bakanı Rusya'da: Uluslararası kuruluşlar, insan haklarını korumalı

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Rusya’da “Uluslararası kuruluşlar, uluslararası hukuk kapsamında insan haklarını korumalıdır” dedi.

Metrobüsün üzerinde 'seyahat eden' iki gence para cezası
AKP'li vekilden Kılıçdaroğlu'na suç duyurusu: Belgeleri vermezse evi aransın

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 758 gündür hapiste

YAZARLAR

Bir uyanışın tarihi: 19 Mayıs

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Elinden çıkanı kulağın duysun

Mustafa Dağıstanlı

Ali Özgentürk için: Böyle mi olmalıydı!

Ayhan Tinin

Çocuk, sınırsızlıkta değil, sınırda büyür

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Yazalım da ne yazalım nasıl yazalım!

Murat Sevinç

Senyör Amicis'in gazına geldim 

Behzat Şahin

Özel, İmamoğlu ve Yavaş'ın 'özenli' açıklamaları üzerine…

Murat Sevinç

GÜNÜN 11’İ

Elif Çakır: 'Allah aşkına neden Türkiye'nin yolsuzluk belası'ndan kurtulması için niye iki çift laf edilmiyor?

Erdal Sağlam: 'Gençlik açısından hiç bu kadar kabus bir dönem yaşanmamıştı' diyebiliriz

Fikret Başkaya: Bizde diplomalılara 'aydın' deniyor…

Mithat Fabian Sözmen: Bir kez daha har vurup harman savrulan bir yaz transfer dönemi izleyeceğiz

Esfender Korkmaz: 2024, Türkiye'de rekor sayıda konkordato başvurusunun yaşandığı bir yıl oldu

Şeref Oğuz: Bodrum'da belediyecilik zor

Nevşin Mengü: Milyonlar harcanan gazeteler okunmuyor, o nedenle kendilerine bir trol ordusu kurmak zorunda kaldılar

Murat Ağırel: Gazetecilere iftiralar atılıyor, itibarsızlaştırma kampanyası büyütülüyor

Özge Güneş: Barınma hakkı ile rant politikaları aynı zeminde ama birbirine zıt yönlerde ilerliyor

Ali Eyüboğlu: Yapay zekanın Eurovision'da üçüncü sıraya yerleştirdiği Avusturya birinci oldu

Murat Belge: Ana muhalefet partisine 'terörist' demenin amacı ne olabilir?

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×