Avrupa Birliği (AB), 2022 Genişleme Paketi’ne göre Türkiye, demokrasi ve insan haklarında daha da geriye gitti.
Türkiye için hazırlanan 140 sayfalık rapor, özellikle demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi temel konularda gerilemenin sürdüğünü ve üyelik için gerekli olan AB müktesebatına uyum konusunda bir ilerleme olmadığını kayda geçirdi.
BBC Türkçe’nin haberine göre AB, Türkiye’nin demokratik kurumlarının işleyişinde ciddi noksanlıklar olduğunu kaydetti. Demokratik gerilemenin devam ettiğini, başkanlık sistemindeki yapısal eksikliklerin giderilmediğini kaydeden raporda şunlar belirtildi: “Meclis, hükümetin hesap verebilirliğini sağlayacak gerekli araçlardan yoksun olmaya devam etmektedir. Anayasal mimari; yasama, yürütme ve yargı arasında sağlam ve etkili bir kuvvetler ayrılığı temin etmeden yetkileri Cumhurbaşkanlığında merkezileştirmeye devam etmiştir.”
AB raporunda yargının, ‘terör’le ilgili suç iddialarına dayanarak muhalefet partili milletvekillerini ‘sistematik bir şekilde’ hedef almaya devam ettiği bildirildi.
Kayyımlara dikkat çekildi
Rapor, 2019 yerel seçimlerinden sonra 48 belediye başkanının görevden alındığını anımsatarak, şunlar kaydedildi: “İktidardaki koalisyon hükümetinin muhalefet partilerinden belediye başkanları üzerindeki baskısı, yerel demokrasiyi daha da zayıflatmıştır. Muhalefet partilerinin belediye başkanları, idari ve adli soruşturmalarla karşı karşıya kalmıştır. Güneydoğu’da yerel demokrasi ciddi şekilde engellenmeye devam etmiştir. Güneydoğu’da zorla görevden alınan belediye başkanlarının yerine hükümet tarafından atanmış kayyumlar getirilmesine devam edilmiştir.”
Rapor, Güneydoğu’da durumun ‘çok kaygı verici’ olmaya devam ettiğini kaydetti.
Yargıda gerileme
AB’ye göre, ciddi gerilemenin sürdüğü bir başka alan yargı. Raporda, konuya dair şunlar dendi: “2016’dan bu yana gözlemlenen ciddi gerileme rapor döneminde devam etmiştir. Özellikle, sistemsel olarak yargı bağımsızlığı eksikliği ve hakim ve savcılar üzerindeki usule aykırı baskıya ilişkin olmak üzere endişeler devam etmiştir. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmasının reddedilmesiyle bağlantılı olarak, yargının uluslararası standartlara ve Avrupa standartlarına bağlılığına ilişkin endişeler artmıştır.”
Kavala ve Demirtaş davaları
İnsan hakları ve temel haklar alanlarındaki kötüleşmenin devam ettiğini, olağanüstü hâl sırasında getirilen tedbirlerin birçoğunun hala yürürlükte olduğunu anımsatan AB raporu, Türkiye’nin mevzuat ve uygulamalarını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadı ile uyumlu hâle getirmesi gerektiği uyarısında bulundu.
Raporda, “Türkiye’nin özellikle Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala davalarında AİHM kararlarını uygulamayı reddetmekte ısrar etmesi, yargının uluslararası standartlara ve Avrupa standartlarına bağlılığı ve Türkiye’nin hukukun üstünlüğünü ve temel haklara saygı gösterilmesini güçlendirme taahhüdü hakkında ciddi endişeye sebep olmaktadır” dendi.
‘Merkez Bankası siyasi altında’
Rapor, izlenen politikalar nedeniyle ekonomiyle ilgili başlıklarda kriterlerin karşılanmasında ilerleme sağlanamadığı şu ifadelerle tespit etti: “Ekonomi ile ilgili fasıllarda, ekonomi ve para politikasında devam eden gerileme, fiyat istikrarının sağlanması ve enflasyon beklentilerinin sabitlenmesinde etkisiz politikalarla kendisini göstermiştir. Merkez bankası halen ciddi siyasi baskı altındadır ve işlevsel bağımsızlığının yeniden tesis edilmesi gerekmektedir.”