İki hafta önce Güney Kore’nin güney sahillerinde bir feribot battı. Dün itibarıyla Anadolu Ajansı’nın verdiği habere göre Güney Kore Başbakanı Chung Hong-won, 300’den fazla kişinin ölümü ve kaybolmasıyla sonuçlanan feribot kazası sebebiyle istifasını sundu.
Bu sarsıcı haberi okuduğumda aklıma gelen ilk muzır düşünce, AA’nın da dinlenebiliyor ihtimâli oldu. Zâhir öyle olmalı çünkü birkaç gün önce AYM Başkanı Haşim Kılıç’ın hukuk devleti nâmına yaptığı zehir zemberek açıklamadan sonra Başbakan’ımızın durup dururken, “Anayasa Mahkemesi’ni de dinliyorlar. Son zamanlarda atılan adımlar işte bizde bu soru işaretlerini doğuruyor” şeklinde konuşması bu şüphemi güçlendiriyor.
Denizin ortasında bir feribot kazaya uğramış (Galiba geminin kaptanı herkesten önce gemiden firar ederek dünya denizcilik tarihine geçmeyi başardı!). Bizim tamamen “milli ve yerli” mantık yürütme tarzımıza göre Güney Kore Başbakanı’nın alınganlık gösterip istifa etmesi için hiçbir sebep olmadığı halde milli ajansımızın bülteninde bu habere yer vermesi başkaca hangi komplo teorisiyle açıklanabilir ki?
Haberi yapan gazeteci arkadaşların hakkını yemeyelim; muhtemelen, “Eski köye yeni âdet çıkarmayın, bakın Kore’nin başbakanı istifa etmesini biliyor da bizimki bilmiyor demeye mi getiriyorsunuz” yollu alınganlıkların önünü önceden kesmek için haberde şöyle bir cümle de yer alıyor: “Güney Kore’de yürütme gücü büyük ölçüde Devlet Başkanı’nın elinde olduğundan Başbakan’ın istifası sembolik bir anlam taşıyor.”
Nasıl anlayacağız şimdi bu bilgi notunu? “Bizde de başkanlık sistemi olsaydı, zaten Çankaya (pardon Atatürk Orman Çiftliği noteri) statüsüne inecek başbakanları biz de kolayca harcardık” denilmek mi isteniyor, tam kestiremedim.
Sembolik istifa güzel bir buluş, ne demekse! Keşke bizde de olsa; sembolik krizler zuhur ettiğinde ıslak mendil veya peçete gibi kolaylıkla varlığından sarf-ı nazar edebileceğimiz “sembolik yetkili”, dizi dizi sembolik başbakanlarımız olsa. Majestelerini serseri şimşeklerden esirgemek için yetkisi genel müdürden bile daha önemsiz seviyelere düşürülen başbakanlar, bizim Mütâreke devrinin sadrâzâmları gibi vara-yoğa istifa ederek kamuoyunun şişini alsa…