MESUDE DEMİR
@mesudedemirr
Göğüs hastalıkları uzmanları, yapay taşla ilgili işlerde çalışanlarda da silikozis (ölümcül akciğer hastalığı) hastalığının geliştiğini belirterek yasaklanması çağrısı yaptı.
Türkiye silikozisi kotların kumlanmasında çalışan işçilerin ‘meslek hastalığı’ olarak tanımıştı.

Türk Toraks Derneği’nin 28’inci kongresinin konularından biri de giderek daha yaygın kullanılan yapay taşların üretimi, kesim ve montajı (mutfak ve banyo tezgâhı, bina ve duvar kaplamalarında vs.) sırasında silika maddesine maruz kalanların akciğerlerinde gelişen ve geri dönüşü olmayan akciğer hastalıklarıydı.
Yapay taşla ilgili ilk silikozis vakaları 2012’de İsrail’de tespit edildi. Arkasından İtalya, İspanya, ABD, Belçika ve en son İngiltere’den peş peşe bildirildi. Benzer vakalar Türkiye’de de tespit edilmeye başlandı. Avustralya yapay taş kullanımını yasaklayan ilk ülke oldu.
Yeni asbest silika mı?
Silika doğadaki en yaygın minerallerden biri. Dünya kabuğunun yaklaşık yüzde 59’u kuvars, granit, kumtaşı, arduvaz ve kumda bulunan silikadan oluşuyor.
Yapay taşlar, granit ve mermer gibi doğal malzemelere göre dayanıklı ve ekonomik alternatif olarak görülüyor. Ancak doğal mermer yüzde 3, granit taşlarsa yüzde 30 silika içerirken, yapay taşlarda bu oran yüzde 90’a çıkıyor.
Kesme, taşlama, cilalama ve delmeyle havaya tehlikeli seviyelerde silika tozu karışıyor. Yapay taşların içinde ayrıca cam, ayna parçaları, çeşitli metaller ve reçineler olabiliyor. Bunlar solumayla akciğerlere taşınıyor ve orada birikiyor. Akciğer dokusuyla reaksiyona giriyor, yaralanmaya, inflamasyona yol açıyor. Akciğer katılaşıyor, esnekliğini kaybediyor.
Silikozis dünyada en sık görülen meslek hastalığı. Silika içeren tozu solumak, tüberküloz, böbrek hastalığı ve akciğer kanseri gibi diğer hastalıkların riskini de artırıyor. Yurtdışında silika için “2020’lerin asbesti” diyenler var.
Göğüs hastalıkları uzmanlarının büyük çabasıyla Sağlık Bakanlığı, her türlü kot giysi ve kumaşlara uygulanan püskürtme işleminde kum, silis tozu veya silika kristalleri içeren herhangi bir madde kullanılmasını yasaklamıştı. Ancak bu adım önemli olsa da silikozis vakalarını bitirmeye yetmedi.
Başka iş kollarında silika maruziyeti sürüyor. Madenler, taş delme ve işleme, dökümhane, metalürjik işlemler, seramik, çimento ve cam endüstrisi, inşaat, kumlama, tarım, diş protezi ve elektrik kablosu üretimi, mücevher ve yarı değerli taş işçiliği, diatomik (silikon oranı yüksek) toprağın dağıtılmasında olduğu gibi.
Hızlı ilerliyor, şiddetli seyrediyor
Silikozun ilerlemesini durdurmak ya da iyileştirmek için henüz bir tedavi yöntemi yok. Bu nedenle ortaya çıkmadan önlenmesi hayati önem taşıyor.
Son yıllarda genç işçiler arasında daha hızlı ilerlemesi ve şiddeti nedeniyle hastalık yeniden dikkat çekti. Araştırmalar çoğunlukla mutfak ve banyo tezgahlarında kullanılan ve çok yüksek silika içeriğine sahip yapay taşın bu vakalardaki artıştan sorumlu olduğunu ortaya koydu.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 1995’de silikoz hastalığının 2030’a kadar ortadan kaldırılması için çağrı yapmıştı. Ancak her yıl yaklaşık 13 bin işçinin silikoz nedeniyle öldüğü tahmin ediliyor.
‘Sorun ciddi, gelecekte neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz’
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Metin Akgün, Türkiye’de 2004’de ilk kez kot kumlama alanında silikoz vakalarının tespit edildiğini hatırlattı:
“O zaman da ‘Şu anda iki vakamız var ama gelecekte çok olacağını bilmiyoruz’ dedik. Ve öyle oldu. Şimdi dünyada önemli bir problem var. Yapay taş imalatında silikoz. İnanılmaz boyutta silikoz hastaları var ve hızlı ölümle sonuçlanıyor.
Biz acaba ülkemizde var mı derken, maalesef tespit ettik. 2005’te yaptığımız uyarıyı burada yinelemek istiyoruz. Gelecekte neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Çok ciddi bir sorun.
Avustralya hükümeti bu konuda insiyatif alan ilk ülke oldu ve 2024’te bu işlemi yasakladı. Bu sene de yapay taşla imal edilen hiçbir ürün kullanmama kararı aldı.
Biz kot kumlamacılığıyla mücadeleye 2004’te başladık, Sağlık Bakanlığı 2009’da yasaklamıştı. Biz yapay taşın yasaklanmasını istiyoruz.“
‘Vakaları sık görmeye başladık’
Türk Toraks Derneği Mesleksel Akciğer Hastalıkları Çalışma Grubu’ndan Dr. Abdülsamet Sandal silikozisin şu anda gelişmiş ülkelerin sorunu olduğunu söyledi.
Kongreye Türkiye’deki bin 300 silikozis vakasını içeren bir bildirinin sunulduğunu belirten Sandal şunları söyledi: “Silikozis hala dünya genelinde önemli bir sorun. Eskiden beri bilinen madencilik, kot kumlama, döküm gibi örnekler dışında endüstrinin gelişmesiyle yeni kullanılan materyallere bağlı olarak yeni etkilenmeler çıkıyor.
Kristalin, silikanın ince toz haline getirilip kimyasallarla birleştirilen yapay taşların mutfak tezgahları, banyo malzemeleri, vitrifiye gibi uygulamalarda sıklıkla görmekteyiz. Bunların şekillendirilmesi ve kullanılması esnasında yoğun toz maruziyeti oluyor. Bu sektörde çalışanlarda silikozis hastalığını sık görmeye başladık.”
‘Kot kumlama fakir ülkelerde görülüyor, yapay taş zengin ülkelerin de sorunu’
Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi göğüs hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Özlem Kar Kurt’sa yapay taş silikozisi için ‘salgın‘ ifadesinin kullanıldığını söyledi:
“Kot kumlama sadece fakir ülkelerde yapılıyor. Yapay taşsa gelişmiş tüm ülkelerde var. ‘Bizim hastalarımız aslında mermer ustasıyım’ diyor ancak detaylı sorduğumuzda 15 yıldır yapay taş kullandığını söylüyor. İlerleyen zamanlarda biz de böyle bir salgınla karşı karşıya kalabiliriz. Bu konuda bir farkındalığa ihtiyacımız var.”