DR. İLKER KAYI / DR. İ. CEM SUNGUR*
Dünya gündemini hızla yayılan yeni Omicron varyantları, küresel ekonomik yavaşlama ve Ukrayna Rusya savaşı gibi konular belirlerken, son dört ay içinde bazı haber başlıkları ve uyarılar dışında çok dikkat çekmeyen yeni bir sağlık tehdidi ortaya çıktı: Streptococcus pyogenes.
Türkiye’de de çocuklar arasında yayılan Strep A bakterisi, Ankara’da can aldı. Üç yaşındaki Aras Sönmez’in 10 Ocak’ta boğaz ağrısı ve soğuk algınlığı şüphesiyle özel bir hastaneye götürüldüğü, aynı günün akşamı yine rahatsızlanması üzerine Etlik Şehir Hastanesi’nde yoğun bakıma alındığı, bir gün sonra da yaşamını yitirdiği ortaya çıktı.

Bu, insan dışında hiçbir canlıda enfeksiyon yapmayan bir bakteri. Farklı enfeksiyon tablolarına neden olabilmekle birlikte, en iyi bilinenleri üst solunum yolu enfeksiyonları (anjin), kızıl ve lohusalık ateşi. Tarihi kayıtlarda 17 ve 18’inci yüzyıllarda salgınlara yol açtığı, özellikle çocuklarda ölüme varan ağır bir hastalık tablosuna neden olduğu ayrıntılarıyla yer alıyor. Uzun süre kuyrukluyıldız hareketleri, güneş ve ay tutulmaları ve havadaki ‘buhar veya kokular’ gibi nedenlere bağlansa da 19’uncu yüzyıl sonunda bulaşıcı bir bakteri enfeksiyonu olduğu kanıtlandı.
Yeni bir salgınla mı karşı karşıyayız?
2022 kasımına gelindiğinde, Birleşik Krallık Sağlık Güvenlik Ajansı yeni bir S. pyogenes salgının başlamış olabileceğini bildirdi. Halk sağlığı uzmanları, pandemi sırasında görülme sıklığı azalan ve 100 bin çocukta 0,5 oranına inen S. pyogenes enfeksiyonlarının görülme sıklığının iki misline çıktığını ve bu enfeksiyona bağlı ölümlerin saptandığını bildirdi.
Pandemi önlemlerinin çoğunun artık uygulanmadığı, omicron, influenza ve RSV virüslerinin görülme sıklığındaki baş döndürücü hızla arttığı ve çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olduğu bu dönemde S. pyogenes enfeksiyonlarını fark etmek hiç de kolay değildi. Aslında antibiyotiklerle çok kolay tedavi edilen bu enfeksiyon, tedavi edilmezse günler içinde kana geçiyor ve dokuları işgal edebiliyordu. Yani S. pyogenes sadece daha fazla enfeksiyona neden olmuyordu, aynı zamanda vücudu kolayca istila eden, öldürücü bir özellik kazanmıştı.
Bu ilk uyarıdan sonra olgular ve veriler dikkatle analiz edildiğinde, yeni bir salgınla karşı karşıya olunduğu anlaşıldı ve konu haber programlarında ön plana çıkmaya başladı.
ABD ve Avrupa’da durum ne?
Eylül ortası itibariyle, yirmi biri çocuk olmak üzere tüm yaş gruplarından 94 kişi hayatını kaybetmişti.
22 Aralık 2022’de ABD’de Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi (CDC) ‘ağır seyreden streptokok enfeksiyonu’ konusunda toplumu uyardı. Özellikle ailelerin bir araya geleceği Noel tatili öncesi, enfeksiyonun kolayca yayılabileceğine dikkat çekti. ABD’de İGAS (İnvaziv grup A Streptpkok) enfeksiyonlarından Denver’de iki çocuğun hayatını kaybettiğini açıkladı. Dünya Sağlık Örgütü, İrlanda, Hollanda, Fransa ve İsveç’de olgu sayısının arttığını paylaştı. Avrupa Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) özellikle influenza (grip) veya Covid gibi viral enfeksiyonlar sonrası veya birlikte gelişen iGAS enfeksiyonlarının çok tehlikeli olabildiğini vurguladı.
Nasıl bulaşıyor?
Fazlasıyla bulaşıcı olan bu bakteriler yakın temas ve damlacık yoluyla kişiden kişiye geçiyor. Enfeksiyonu olan bireylerin tabaklarından yemek yemek veya bardaklarından su içmek de bakterinin bulaşmasına neden oluyor. İGAS enfeksiyonuna bağlı olarak gelişen içi sıvı dolu deri döküntülerin ellenmesi de başka bir bulaşma yolu olarak tanımlanıyor.
Riskli gruplar hangileri?
Riskin en yüksek olduğu kişilerse beş-15 yaş arasındaki çocuklar ve çocuklarla temas halinde olan erişkinler (ebeveynler, öğretmenler vb). Yuvalar, okullar ve kışlalar gibi toplu yaşanılan yerler de bulaşmanın en fazla olduğu ortamlar. Enfeksiyon üst solunum yolu enfeksiyonu olarak başlarsa en sık karşılaşılan belirtiler, çok kısa sürede gelişen boğaz ağrısı, yüksek ateş, ağrılı yutkunma, şiş ve üzerinde beyaz iltihap ve kırmızı kanama odakları olan bademcikler, yumuşak ve sert damakta kanama odakları ve boynun iki tarafındaki lenf bezlerinde büyüme ve ağrı.
Nasıl belirlenir?
Enfeksiyonu belirlemenin en kolay yolu ve hızlı yöntemi, boğazdan alınan sürüntüde ‘hızlı strep’ testi yapılması. Bu test iki saat içinde sonuç veriyor. Testin sonucun hastanın ebeveynleri ve doktorları tarafından takip edilmesinin önemi vurgulanıyor. Çünkü eğer hasta çocukta/bireyde test sonucu pozitif çıkarsa da bir an önce doktor kontrolünde antibiyotik tedavisi başlanılması gerekiyor. Hollanda’da alınan halk sağlığı önlemlerinden biri de hekimlerin şüpheli vakaları hızlıca antibiyotik ile tedavi etmeleri yönünde yapılan uyarılar oldu. Birçok ülke baş gösteren bu salgın nedeniyle ‘hızlı strep’ test stoklarını ve çocuklara verilen antibiyotik stoklarını gözden geçiriyor ve ulaşılabilir hale gelmesi için önlemler alıyor. Bu hastalık için kullanılan penisilin türevi antibiyotikler kolay bulunsa da penisilin alerjisi olan ve olmayan çocuklar için tüm alternatifler gözden geçirilip hazırlık yapılıyor.
Ağır enfeksiyonda belirtiler neler?
Uluslararası kuruluşlar daha ağır enfeksiyon tablolarında izlenen belirti ve bulgular da şöyle özetliyorlar: Boğazda ve boyunda iltihap içeren apseler, zımpara kâğıdı gibi hissedilen kırmızı bir deri döküntüsü, bulantı kusma, baş ağrısı ve bilinç bulanıklığı, belirgin kas ve vücut ağrısı, vücuttaki bir yaranın kısa sürede büyüyüp yayılması ve renginin hızla değişmesi, hızlı nefes alıp verme ve şok. Uzmanlar ebeveynlere çocuklarının izleminde iç güdülerine güvenmelerini ve herhangi bir kaygıları olursa hemen sağlık kuruşlarına başvurmalarını öneriyor. Özellikle hasta çocuk nefes alıp vermekte zorlanıyorsa (kaba bir sesle hızlı nefes alma), nefes alma verme sırasında aralıklı duraklamalar oluyorsa, çocuğun derisinde, dudaklarında ve dilde morarma izleniyorsa, çocuk gövdesini dik tutamıyorsa ve aşırı halsizse, uyandırılamıyorsa acil ambulans çağırmalarını öneriyorlar.
Neden ağır seyrediyor?
Hastalığın bu kadar ağır seyretmesinin nedenleri tartışılırken öne çıkan olası sebeplerden biri de pandemi boyunca uygulanan kapanmalar olarak gösteriliyor. Bu soruya bilimsel bir yanıt üretmek üzere hasta kişilerin boğazlarından toplanan örneklerden elde edilen bakterilerin daha önceki yıllarda elde edilen bakterilerle karşılaştırıcak çalışmalar başlamış durumda. Böylece eğer bakterinin dokularla yerleşmesinde meydana gelen bir değişiklik varsa anlaşılması bekleniyor. Sebep bir şekilde pandemi kapanmalarıyla ilişkiliyse bu hastalığın toplum arasında yeniden bağışıklık seviyesini yükseltmesi sonrasında önceki yıllardaki gibi beklenen görülme sıklıklarına ve klinik tabloya dönmesi öngörülüyor.
DSÖ ve bakanlık ne öneriyor?
Bu dönemde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tüm ülkelere benzer bir tablo için hazırlıklı olmaları ve iGAS eneksiyonalarında gözlenen olağan dışı artışları kendilerine rapor etmelerini iletmiş durumda. DSÖ’nün diğer önerileri arasında hastalığın boyutlarını değerlendirebilmek adına sürveyans sisteminin güçlendirilmesi ve erken tanı ve tedavi için kamuya ve de hekimlere yönelik halk sağlığı mesajlarının iletilmesi ön plana çıkıyor. Ülkemizde konunun boyutlarına ve sürveyans çalışmalarına dair herhangi bir bilgi paylaşımı yapılmış değil. Sağlık Bakanlığı Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü’nün sitesinde 15 Aralık 2022 tarihli bir duyuru olmakla birlikte bu daha çok yurt dışına seyahat edecekler için bir bilgi notu niteliği taşıyor. Bu arada bu salgına dayalı herhangi bir seyahat kısıtlaması önerilmiyor.
Bundan sonra ne yapmalı?
Birçok ülkede salgınlara neden olan ve invaziv ağır enfeksiyonlar yapma özelliği kazanmış olan S. pyogenes enfeksiyonları için çalışmalar yol gösterici nitelikte. Tıpkı Covid’de olduğu gibi artmış küresel seyahat hızlarıyla İGAS enfeksiyonlarının ülkemizde de görüldüğü bir çocuğun ölüm haberiyle ortaya çıktı ve Meclis gündemine taşındı bile. Bundan sonra halk sağlığı önlemleri açısından toplumun ve sağlık çalışanlarının bilgilendirilmesi, standart olgu tanımlarının yapılması, gerekli tetkik ve tedavi alt yapısının hazırlanması özellikle kış ve ilkbahar ayları için en önemli önlemler olarak ön plana çıkıyor.
*Dr. İlker Kayı – Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi / Dr. Cem Sungur – Acıbadem Üniversitesi, Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi