• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Kavala'nın avukatı: Mahkeme, geç başlayan duruşmada tahliye talebine 'Kısa kesin' dedi

09/10/2019 13:10

Gezi davasında yargılanan insan hakları savunucusu işadamı Osman Kavala’nın avukatı Prof. Dr. Köksal Bayraktar düzenlediği değerlendirme toplantısında dün gerçekleşen üçüncü duruşmanın bir saat 15 dakika geç başlamasına rağmen mahkeme başkanının tahliye talepleri okunurken mahkeme başkanının “Kısa kesin, kısa kesin tamam, tahliye ile ilgili talebinizi söyleyin” dediğini belirtti.

16 şüphelinin ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet istemiyle yargılandığı dava üçüncü duruşmasında dün görülürken, 9 Ekim itibariyle 708 gündür tutuklu bulunan Kavala’nın tutukluğunun devamına karar verildi.


Kavala’nın avukatları Köksal Bayraktar, Tolga Aytöre, İlkan Koyuncu ve Turgut Kazan, duruşma sonrası değerlendirme toplantısı düzenledi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ‘hak ihlali’ kararlarının mahkeme tarafından dikkate alınmadığını vurgulayan Bayraktar şöyle konuştu:

“Henüz davalar duruşmalar açılmadan önce avukatlar olarak yapmış olduğumuz tahliye taleplerine karşı mahkemenin bir başkan tarafından yönetildiğini, temsil edildiğini gördük. Daha sonra Silivri’de 15 gün arayla iki duruşma yapıldı. Bu durumda iki duruşmada ikinci bir başkanın başkanlık yaptığını gördük. Dün ise önceki duruşmalarda ve tahliye duruşmalarında bulunmayan bir üçüncü hakim getirildiğini gördük.

Dolayısıyla Gezi davasında üç ayrı hakim arka arkaya başkanlık yapmıştır. İkinci başkan özelde Osman Kavala için tahliye lehinde karar vermiştir. Fakat iki ayrı yargıcın buna karşı oy vermesiyle Kavala tahliye edilememiştir. Ceza hukukunda bu bir yerde yeşil ışık yanması demektir. Aynı başkan yeniden tahliye yönünde oy kullandı 15 gün sonraki duruşmada. Ama dün duruşmadaki tüm hakimler tutuklamanın lehinde ve devamında oy kullanmışlardır. Aralık ayının sonuna gün verilmiştir.

Biz özellikle mahkeme başkanının devamlı olarak değiştirildiğini, hakimlerden sadece sürekli olarak birinin kaldığını diğerlerinin de değiştirildiğini görüyoruz. Tabii bu hal hakimlerin olayı tam olarak dosyayı tam olarak kavrayamamalarıyla sonuçlanmaktadır.

Dünkü husus şudur, aslında eski klasik mahkeme dinamizmi içerisinde ilk duruşmada görülen önemli soruları artık bugün bırakılan ama eskiden ceza yargılamalarında gördüğümüz uygulamaların – yeni hakimin sorgulamaya geçtiğini ve bu sorgulamayı da ilginç şekilde ‘iddianamede yer alan satır başlıklarının’ müvekkilimize yöneltildiğini görmektedeyiz.

‘Yasal olmayan dinlemeler’

Bu arada TCK’nın 312. maddesinin Gezi olayları cereyan ettiği sırada iletişimin denetlenmesi yönünde kanunda bu tip bir hüküm yokken, başka bir değişle 312. maddeye giren eylemlerle ilgili olaylarda telefon konuşmalarını dinlemek yasal değilken, iddianamede bu – yani kanuna aykırı dinlemelerin yer aldığını gören başkanın bir değerli meslektaşımızın uyarısına rağmen sorular sorduğunu – yani yasal olmayan telefon konuşmalarına dayanarak birtakım soruları sorduğunu görmekteyiz.

‘Hakim ‘Başka konuşacak insan mı kalmadı’ dedi’

Açıkça belirtelim bu bir açık haksızlıktır çünkü müvekkilimiz Osman Kavala’ya ‘Sizi Amerikalar Almanlar gelip buluyor, başka konuşacak insan mı kalmadı da sizi buluyorlar‘ sorusunu bizzat başkan yöneltmiştir. 20’ye yakın soru sormuştur, bir saate yakın bir süreyle sorular sorulmuş cevaplar alınmıştır.

Avukat ‘kısa kesin’ dendiği için ayrıntılara tam giremedi

Dünkü duruşma 10:00’da başlaması gerekirken, 11:00’i çeyrek geçe başlamıştır. Bir tanığın dinlenmesinde sorun yaşanmıştır – çünkü sanık Anadolu’da bir ceza evindeydi. Onun için mahkeme geç başlamıştır. Akşamüstü saat beş olduğunda, sorgulamalar bittikten sonra, sorgulamalar bittikten sonra özellikle sayın avukat Turgut Kazan’ın beyanını geçtikten sonra, tahliye talebinde bulunurken biz, avukat Tolga Aytöğ’e tahliye gerekçesini anlatırken, açıklarken, yer yer okurken, hakim ‘mümkün olduğu kadar kısa kesmesi yönünde’ ikazda bulunmuş, ikaz denilmez aslında ama ‘Kısa kesin, kısa kesin, kısa kesin tamam, tahliye ile ilgili talebinizi söyleyin’ demiş ve bu nedenle Tolga bey gereken ayrıntılara tam olarak girememiş, arkasından da iddia makamı, arkasından da karar aşamasında karar verilmiştir.

‘Mahkeme AİHM kararlarını dikkate almadı’

Tabii ayrıntılar üzerinde gene durulacak ama şu var, biz 1995 tarihinde AİHM’nin verdiği bir kararı söyledik. AİHM’nin bazı kararlarını ortaya koyduk tutuklulukla ilgili. Doğrudan doğruya Gezi olaylarıyla ilgili değil, Osman beyle ilgili tahliye talebimizde 1996 yılında AİHM’nin vermiş olduğu bir kararda 26 ay tutuklu kalan kişinin tutukluluğunun artık makul süreye sığmadığını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırılığın bulunduğunu ifade ettik. Ayrıca gene AİHM’nin daha kısa sürelerde yedi ay ve beş ay gibi sürelerde, bunları AİHM’nin sözleşmesinin ihlali olarak nitelediği iki kararı ortaya koyduk. Bu kararlarda AİHM verilen tutuklama kararının haksız ve hukuksuz olması nedeniyle hak ihlali olarak görmüştür. Fakat mahkeme bu kararların hiçbirini dikkate almamıştır.

‘Kavala 30 ayını cezaevinde geçirmiş olacak’

Klasik, bildiğimiz, prototip tahliyenin red sebepleri içinde suçun vasıf ve mahiyeti, bu da ilginçtir cezanın ağırlığının kaçma şüphesini ortaya çıkarabileceği gibi bir sebep de sunulmuştur, bu nedenle tutukluluk üç ay kadar hatta dört aya yakın bir süre tekrar uzatılmıştır. Aralık ayının sonunda Osman Kavala maalesef 30 ayını cezaevinde geçiren bir kişi konumunda olacaktır.”

Gezi davasında ara karar: Kavala’nın tutukluluğuna devam

Gezi davasında Aksakoğlu’na tahliye, Kavala’nın tutukluğuna devam

Gezi davasında karar: Kavala’nın tutukluluğuna devam

Kavala’nın avukatı: Sanık bir kez hakim karşısına çıktı ama iki tutuklama kararı var

Kavala: Gezi’yle aramda bağ kuran tek delil bir sergi, bir fotoğraf, tahliyemi istiyorum

Can Dündar’ın avukatı: Müvekkilimin can güvenliği yok, mahkeme ‘Gel’ diyor

Can Dündar için koruma önlemleri sıkılaştırıldı

Gerekçe Gezi: Can Dündar hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı

Gezi avukatı: Açık Toplum Vakfı, vakıflar denetiminden geçti

Gezi avukatı: İddianame çelişkili, kanıt yok, savcı görüşü var

Gezi davası: Uludağ Sözlük entry’si iddianameye ‘birebir’ alınmış

Gezi davası: Salonda 300 izleyici ve 70’e yakın jandarma var

Çizerlerin gözünden Gezi davası

Gezi davasında Aksakoğlu’na tahliye, Kavala’nın tutukluğuna devam

Gezi sanığı Tayfun Kahraman: Gezi’den korkulacak bir şey yok

Gezi sanığı Can Atalay’dan mahkeme heyetine: Anayasa sadece 8’inci madde mi?

Gezi sanığı Mücella Yapıcı: Kavala’ya kızgınım, kendisini zengin biliyorduk!

Gezi sanıkları, 17-25 Aralık hakim-savcılarının istediği tapelerle yargılanıyor

Gezi hakiminden Kavala ve Aksakoğlu’na: Tahliye olursanız ikametgahınız?

Gezi davası bugün başlıyor: Neler olmuştu?

‘Sui generis’ post-FETÖ davası

Kategori:Aktüel

SON HABERLER

Konut fiyatlarındaki reel düşüş 20 aydır sürüyor

Merkez Bankası’nın (MB) verilerine göre konut fiyatlarındaki reel düşüş 20 aydır sürüyor.

Beyin ameliyatında klarnet çaldı

Denise Bacon, beyin stimülasyonu tedavisi görürken klarnet çaldı. 65 yaşındaki kadın tedavinin sonuçlarından ‘çok memnun.’

ABB konser iddianamesi kabul edildi

Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) odaklı konser soruşturmasında 14 kişi hakkında hazırlanan iddianame mahkeme tarafından kabul edildi.

Kreşte üç yaşındaki çocuğu ısıran bakıcı tutuklandı

Edirne’de özel bir kreşte üç yaşındaki çocuğu ısırdığı iddiasıyla gözaltına alınan çocuk bakıcısı tutuklandı.

Atletico Madrid öfkeli: Arsenal rakibine su vermedi

UEFA Şampiyonlar Ligi’nde bugün oynanacak Arsenal-Atletico Madrid maçı öncesinde soyunma odasında su krizi çıktı. İspanyollar öfkeli.

Kabinde kıyafet deneyen kadını görüntülediği gerekçesiyle yargılanan müezzin tahliye edildi
Ruhani: Türkiye, güney sınırındaki endişeleri konusunda haklı

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 912 gündür hapiste

YAZARLAR

Kıbrıslı Türkler yıllardır tepeden inşa edilen vesayet düzenini sandıkta çökertti

Mete Hatay

Kıbrıs'ta kim kazandı, kim kaybetti?

Cenk Mutluyakalı

Görünmeyen iletişim: Kokuyla konuşan zihin

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Ah ödüller vah ödüller!

Ayhan Tinin

Sohbeti seven dikenine katlanmaz

Mustafa Alp Dağıstanlı

Büyük restorasyon ve Zizek'in 'utanmazlığı'

Göksun Yazıcı

5 bin yıllık ekmeğin izinde

Nazlı Pişkin

GÜNÜN 11’İ

Mehmet Şakir Örs: Hemen hiçbir ülkede asgari ücret bizdeki kadar önem taşımaz

Ümit İnatçı: Yalnızlık ne mutlak bir iyilik ne de kaçınılması gereken bir kötülüktür

Fehmi Koru: Yalnızca Ersin Tatar kaybetmedi, AK Parti iktidarı da kaybeden tarafta

Ayça Söylemez: Kokain veya meth gibi maddelerin tehlikesine odaklanmışken, fentanil 'yan tehlike' olarak karşımızda duruyor

Haluk Şahin: İşe bak, 2025 yılında da Kıbrıs yazısı yazmak varmış!

Ali Akay: 18'nci İstanbul Bienal'inde karşımıza bir ayağı eksik sıkıntılı bir dünya ortamı çıkıyor

Kamil Tekin Sürek: Devletlerin silahlanmaya ayırdıkları bütçe sürekli artıyor

Alaattin Aktaş: Ekim aylarının klasiği, enflasyon oranının yüksek gelmesidir

Orhan Uğuroğlu: Yerel seçimde öyle bir Osmanlı tokadı yedi ki, sesi sarayın tüm odalarında yankılandı

İbrahim Kiras: Türkiye'nin mevcut siyasi yapısı AB'yle iş birliğinin derinleştirilmesine müsait değil

Soner Yalçın: Kıbrıs'taki sandıktan gayrimeşru işlere duyulan öfke çıktı

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×