Emperyalizmi yenerek egemenliği padişahtan alıp halka veren, TBMM’yi kurup Cumhuriyeti ilan eden, halifeliği ve şeriat hukukunu kaldırıp laikliği anayasaya sokan, aydınlanmayı ateşleyen, kadını toplumsal hayatta hak ettiği yere koyan bir devrim ilericidir.
Onu sahiplenmeyen bir sol ise kendi ülkesinde daracık bir alanda sıkışıp kalır çünkü Kurtuluş Savaşı’nın önderini devrimle anmayan, onu gericilerin alanına terk eden bir solun başarılı olma şansı yoktur.
Solun görevi, emperyalizmin güdümündeki siyasal İslamcılarla el ele verip yüzyıl önce halkla birlikte gerçekleştirilen Cumhuriyet Devrimi’ni itibarsızlaştırmak değil, özgür ve bağımsız bir ülke yaratmak için atılan en ileri adımı ileriye taşımaktır.
Ancak bu bilinçle hareket ettiğinde büyüyecek, emekçilerin ekmek kavgasına odaklanacak, işçinin ve yoksulun hakkını emperyalizme ve sermayeye yedirmeme mücadelesinde etkili olacaktır.