Sayın Bakan’ın, kılık kıyafet nedeniyle uğradığı mağduriyeti dile getirip şortlu kadınla kurduğu empati gayet güzel. Teşekkür ediyoruz.
Ancak vurgulanması gereken bir nokta var: Sayın Bakan’ın başörtüsünden dolayı eğitimde uğradığı haksızlık baskıcı devletin bir zorlamasıydı. Oysa otobüste yaşanan olay kışkırtılan, manipüle edilen, her fırsatta ahlak polisliğine özendirilen kitle içinden kendini erkek sanan birinden gelen bir tepkiydi…
Aradaki fark çok önemli…
Bu nedenle, şunu unutmamak gerek: Taşları bağlayıp köpekleri serbest bırakıp kadınların üzerine salmak, akıllı bir siyaset değildir.
Devletin başı vapurdan çıkan kadınları ve kıyafetlerini beğenmeyip yorumlar yaparsa, ona biat edenler de şeytan gördükleri kadını tekmelemekten geri kalmayabilir…