Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
İki gün önce 15 Kasım “Uluslararası Hapisteki Yazarlar Günü”ydü. Dünyayı bırakın, bizim ülkemizde sadece 15 Kasım değil, her gün “hapisteki yazarlar” günü. Özür dilerim, “hapisteki muhalifler” günü. Abartma diyebilirsiniz. İşte her istediğinizi söylüyorsunuz, yazıyorsunuz diyebilirsiniz. Yok öyle değil. Sık sık vurguladığım gibi: Eğer ülkede haksız yere hapse tıkılmış bir insan bile varsa dışarıdaki hiç kimse özgür değildir. Dışarıda olsanız bile hapishaneyi içinizde taşıyorsunuz demektir.
Bu 15 Kasım’da 6 sivil toplum kuruluşu, (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Yazarlar Sendikası, PEN Yazarlar Derneği, DİSK Basın İş ve Türkiye Yayıncılar Birliği) bir araya gelip “casusluk” diye tanımlanan “etki ajanlığı” düzenlemesinin tamamen iptal edilmesi gerektiğini ve bunu sağlayıncaya dek mücadeleye devam edeceğimizi kamuoyuna duyurduk. Şimdilik düzenleme geri çekildi ama tekrar önümüze getirecekler.
Ekim bilançosu
Her konuşmacı yaşanan baskılardan örnekler verirken DİSK Basın İş Başkanı Turgut Dedeoğlu’nun çıkardığı bilanço ibret vericiydi. Bir yıl değil, sadece bir ay, geride bıraktığımız ekim ayının bilançosu şöyleydi:
– 39 dosyada 104 gazeteci yargılandı.
– 11 gazeteciye 19 yıl sekiz ay hapis cezası verildi.
– Yedi gazeteciye soruşturma, altı gazeteciye dava açıldı.
– 19 gazeteci gözaltına alındı.
– Yedi gazeteci tehdit edildi.
– Yeni Yaşam gazetesinin beş sayısına toplatma kararı verildi.
– 30 yıldır yayın yapan Açık Radyo’nun RTÜK kararı ile karasal yayını durduruldu.
Düşünün bu sayılar, daha “etki ajanlığı” yasalaşmadan önceki döneme ilişkin. Hele bir yasalaşsın, siz o zaman görün durumu.