Dış politikada kendi çıkarına işleyen düzeni bozan bir başka ülke ise Türkiye. O kadar ki, “yenilgi” sayılabilecek dış politika adımları, mevcut Türkiye’de “zafer” gibi ortaya konulur oldu.
İsveç’in NATO’ya girişinin onaylanmasına karşılık, ABD’nin Türkiye’nin çok ihtiyacı olan F-16 uçaklarına satış izni vermesi bunun en somut örneği.
ABD yönetimi, Türkiye’nin F-16 alımının önünü açtığı gün, Yunanistan’ın da 40 F-35 almasına onay veren resmi yazıyı Kongre’ye gönderdi.
Oysa Beşinci nesil savaş uçağı olan F-35 projesinin ilk gününden itibaren Türkiye işin içindeydi. Rusya’dan, nasıl ve kime karşı kullanılabileceği kamuoyuna doğru dürüst anlatılamayan S-400’lerin alınmasıyla, Türkiye kurucu ortak olduğu F-35 projesinden atıldı. Parasını ödediği iki F-35 uçağı teslim edilmedi, para da geri ödenmedi.
Ve şimdi Amerikan basınında yazılanlara göre, F-16 uçaklarının alınması pazarlığında, ABD’nin “ültimatomu” etkili oldu; Washington yönetimi, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini Ocak ayı içinde onaylamaması halinde, F-16’lara satış izni olmayacağını, ancak Yunanistan’a F-35 satışı için sürecin başlatılacağını resmen bildirdi. Bunun üzerine Ankara apar topar TBMM’den İsveç’in NATO üyeliğinin onayını geçirdi.
Sonuç; Türkiye hava savunması o kadar zorda ki, 4. nesil savaş uçakları olan F-16’lara razı olundu. Yunanistan ise 5. nesil F-35 sahibi oldu.
Durumun özeti bu; Türkiye, dış politika hatalarının bedelini çok ağır ödüyor…