Halkbank davası AK Parti hükümetinin İran’a yönelik tek taraflı ABD yaptırımları konusunda anlaşıp, ardından Halkbank üzerinden bu anlaşmaya aykırı işlemler yapılmasıyla ortaya çıktı.
AK Parti hükümeti baştan “ABD’nin tek taraflı İran ambargosunu tanımıyorum” diyebilir, ona göre hareket edebilirdi. Ancak bu yaptırımlar Ankara tarafından resmen kabul edildi. Kabul edilmekle kalmadı; Bir de mekanizma kuruldu. AK Parti hükümeti ABD ile pazarlığa girerek, Türkiye’nin İran’la komşu olması nedeniyle ambargodan “muaf tutulması” üzerinde anlaştı. Anlaşma uyarınca, Türkiye İran’dan petrol satın alacak, bunun bedeli İran hükümetinin Halkbank’ta açtığı hesaba yatırılacak, hesaba yatan o para da İran’a yiyecek gibi, ilaç gibi insani malzeme alımında kullanılacaktı.
Devreye Reza Zarrab gibi bir dolandırıcı ve onun Türkiye’deki şebekesi/siyasetçi suç ortakları girdi. Sonuçta, ABD ile bizzat AK Parti hükümeti arasında yapılmış olan anlaşma, sahte belgelerle delindi. Arada birileri rüşvet aldı, zengin oldu. Reza Zarrab “itirafçı” oldu, kurtuldu. Türkiye ise, şimdi Halkbank davasıyla uğraşıyor.