AYŞEGÜL KASAP
aysegulkasap@diken.com.tr
@aysegul_kasap
Bugünün adıyla Beşparmak Dağları. Antik çağdaki adıysa Latmos. Yunan mitolojisinde ‘gök tanrısı’ Zeus’un ‘evi’ olarak da bilinir.
Aydın ve Muğla sınırları içinde kalan ve arkeolojik açıdan çok önemli bir bölge. Hemen yanı başındaysa kuvars maden ocağı var. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başlatıldı, şirket kapasite artışı için Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın kapısını çaldı, onayı aldı.
Bu hem ‘önemli doğa alanı’ hem de jeolojik olarak ‘eşsiz’ olan bölge için tehdit anlamına geliyor. Çünkü patlatılan dinamit sayısı artırılacak.
Yani Milli Park olması beklenen ve koruma altına alınması gereken alan maden ocaklarının kıskacında.
Diken’e konuşan bölge sakini karara tepki gösterirken ve önümüzdeki günlerde itiraz etmek için hazırlıklara başladıklarını söyledi.
2014’te Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü söz konusu bölge için Alinda Madenciliğe ruhsat vermişti. Ruhsat sahasında yılda 5 bin ton kapasiteli faaliyet için 2004’te ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verilmişti.
Alinda Madencilik adına kayıtlı olan olan ruhsat 2018’de tüm haklarıyla birlikte Kormad Madenciliğe devredilmişti.
Kormad Medencilik yıllık 5 bin ton olan cevher kapasitesini 180 bin tona, çalışma süresini de altı aydan 12 aya çıkarmak istiyor. Bu durum bölgede patlatılacak dinamit sayısını da artıracak.
Şirketin talebine Tarım ve Orman Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve hatta Bölge Doğa Koruma Ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü projenin gerçekleştirilmesinde ‘sakınca bulmamış.’
Tarihi resimler ÇED’de yok
Bölgede 8 bin 500 yıllık kaya resimleri bulundu. Ama bu konu söz konusu ÇED raporunda ele alınmıyor.
Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü bilinenlerin yanı sıra bilinmeyen kayalarda da resimlerin olabileceğine dikkat çekti: “Bugüne kadar bulunan resimlerin hepsi tescil edildi. Ancak bilinmeyen ne kadar resim var bunu bilmek mümkün değil. Onyıllar sürecek araştırmalar lazım. Tescilli resimlere bir şey yapamazlar. Tam kapsamlı bir araştırma yok. Tüm bunlara bakılmaksızın dağı tamamen Milli Park kapsamına alıp bütüncül olarak korunması lazım. Bu hem kayaları hem buradaki doğal hayatı hem de yaban hayatını korumuş olacak. “
2015’ten beri bölgenin Milli Park olarak ilan edilmesi başvuruda bulunulmuş. Ama bugüne kadar yetkililer bu başvuruya kayıtsız kalmış.
İlk Alman Arkeolog buldu
Sürücü bölgenin önemini anlattı: “Beşparmak Dağları binlerce yıldır bir dönemde ev sahipliği yapmış, tarih öncesi dönemden osmanlı dönemine kadar birçok kavim buraları hem barınak olarak hem de yaşam alanı olarak kullanmışlar. Yaklaşık 200’e yakın kaya resmi bulundu. Bunları 1994’te ilk bulan kişi Alman Arkeolog Dr. Anneliese Peschlow. Biz de 12 yıl boyunca onunla birlikte bu dağları gezdik. Birçok kaya resmi tespitinde bulunduk.
Ama buna insan ömrü yetmez. Çünkü binlerce belki milyonlarca kaya var ve her kayanın altında bu resimlerden olma ihtimali var. Ama ne yazık ki bu kayaların bulunduğu bir çok yerde maden ocaklarına ruhsat verilmiş durumda. Bu resimleri hemen bulabilmek mümkün değil, çok uzun süreç gerektirecek bir şey. Belki 10 yıllar belki 100 yıllar sürecek bir araştırma gerekiyor. O nedenle bu dağların bütüncül olarak korunması lazım.”
Kanuna aykırı ama il tarım müdürlüğüne göre sakınca yok
Tarihi özelliği yanı sıra maden sahasının olduğu bölge aynı zamanda ‘önemli doğa alanı’ sınırlarında. Ocak sahasının etrafıysa zeytinliklerle çevirili.
Aydın İl Tarım ve Orman Müdürlüğü raporda ‘zeytinliğe zarar verilmemesi’ kaydıyla maden ocağına izin verdi: “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakındaki Kanunu kapsamında toz çıkararak zeytinliklerde vejetatif ve generatif gelişmesine zarar verilmemesi için gerekli tedbirler alınması kaydıyla ÇED sürecinin devam etmesinde kurum mevzuatlarımız yönünden sakınca bulunmadığı
belirtilmiştir.”
Zeytinciliğin ıslahı kanununa göre zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre (km) mesafede zeytin ağaçlarının bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek kimyevi atık, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez.
Oysa Prof.Dr. Doğan Kantarcı’nın hazırladığı rapora göre ortada kanuna aykırı bir durum var.
Buradaki görsele göre maden sahalarına 3 km’den daha yakın uzaklıkta zeytin ağaçları var. Kantarcı bu nedenle ‘açık ocaklardan ve ağır kamyon tekerlerinden çıkan tozların zeytinlerin ve fıstık çamlarının çiçekteyken döllenmesini önleyeceğini ve meyve verimizi azaltacağını’ belirtti.
‘Yüksek tehlike’
6 Şubat depremlerinden sonra deprem bölgelerindeki maden ocakları da gündeme gelmeye ve olası depremlerde etkileri tartışılmaya başlandı.
ÇED raporuna göre projeye yakın bölgede de fay var: “Proje alanı 18 Mart 2018 tarih ve 30364 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve Türkiye Deprem Tehlike Haritası ve Parametre Değerleri Hakkında Kararda yayımlanmış deprem haritası üzerinde incelendiğinde ivme değerine göre yüksek yer ivmesine sahip alan (Yüksek tehlike arasında.)”