Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Trump açık açık “Onu engellemem için 2019’daki gibi bir mektup yeter, Yine şöyle oturaklı bir mektup yollar durdururum” demeye getiriyor. Daha açık konuşmak gerekirse, bu mesajı “önden” yollamış oluyor.
Recep Bey de burada parti tabanına ajitasyon konuşmalarında, TV’de yandaş mikrofonlara “Bir gece ansızın gelebiliriz” mesajları vermeyi sürdürüyor. Sanki, 2019’da “Kabadayılık etme” lafını işitince harekattan çark eden kendisi değilmiş gibi.
Burada, Suriye’de Beşşar Esad’ın nihai bir darbeyle düşürülüp kaçmasına neden olan 27 Kasım 2024 sonrası gelişmelerin ABD – İsrail işbirliği ve Türkiye’nin de “kenardan dahil edildiği” bir senaryonun sonucu yaşandığını akıldan çıkarmamak gerekiyor. Orada, yani sahada tam olarak neyin olup bittiğini ve önümüzdeki haftalarda, aylarda, yıllarda bunun nereye evrileceğini tahmin edebilmek şu an için güç. Ama şu ana kadar yaşananlar, üstelik Rusya ve İran gibi iki önemli gücün oradan elini ayağını çektikleri gerçeği önümüzde dururken, “ipleri” ABD – İsrail ikilisinin çektiği ortada.
Ama bizim “Fetihçi” iktidarımızın “Bugün Şam, yarın Aksa, öbür gün Kudüs” gazını (aynı memleketin dört bir yanından fışkırdığını öne sürdükleri doğal gaz gibi) millete koklatma çabası, ”tam gaz” devam ediyor.