Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Bugünlerde ‘cezasızlık algısı’nın yanı sıra şunu da çok işitiyoruz:
“Polis Şeyma’yı şehit eden katilin 26 suç kaydı çıktı.”
“Konya’da polisi bıçaklayan saldırganın 33 suç kaydı çıktı.”
Nasıl çıktı?
Adam ufak tefek suçlardan yatmıyor. Ya da 26 suçun bir kısmını önceden işlemiş, yatmış, sonra korona affında çıkmış.
Çıkınca da eli alışık adamın, bir suç daha işliyor.
Şöyle mi anlamamız gerekiyor?
Devlet, katalog suç da olsa, adi suçları işleyenleri çok önemsemiyor.
Öyle suçların üzerinde durmak istemiyor.
Öte yandan, kendisini eleştirenlerin, çok soru soranların dışarıda dolaşmasından rahatsız oluyor.
Kim bunlar?
Araştırmacılar, entelektüeller, akademisyenler, gazeteciler, televizyoncular, muhabirler, yazarlar, ilim ve fikirle uğraşan ama iktidarın her fiilini tasdik etmek veya müdafaa etmek gibi bir mecburiyet hissetmeyen insanlar.
Yetkililer, bunları her defasında suç icat etme külfetine katlanmadan, suhuletle cezaevine tıkmanın bir yöntemini arıyor.