Ben, kişisel olarak, birtakım güçlerin bize ya da başkalarına bir şeyler yaptırmaya uğraştığı fikrine iştirak ederim.
Fakat bu güçlerin ‘kadir-i mutlak’ olduğuna asla inanmam.
Çok gördük onların da fena halde çuvalladığını.
Sonuçta, iki ayağı, iki kolu, bir kafası olan insanlar.
Ancak bizim salaklığımızdan istifade edebilirler, bizim gafletimizden, bizim yanlışlarımızdan, bizim günahlarımızdan…
Her şey iyi gidiyor gibi görünüyordur.
Davutoğlu’nun Başbakanlıktan gitmesi veya gönderilmesi… Yerine Binali Bey’in getirilmesi…
Yeni kabinenin Başkanlık için daha iştiyaklı çalışacağını söylemesi…
Yasaların daha kolay geçmesi. Fezlekelerle ilgili düzenleme dahil…
İşte, EMASYA çağrışımı yapan, askerin yetkisini artırırken yargı karşısında koruma zırhı da sağlayan çalışmalar…
Hikayeyi daha gerilerden de başlatabiliriz. Rus uçağını düşürdüğümüz günlerden. Fakat, fazla komploya kaçar diye o kadar geri gitmek istemiyorum.
Demem şu ki, birisi ‘şeytanın avukatlığı’nı yapmalı. Birisi, ben değil, AK Parti’nin, devletin içinde birisi, ters düşünmeli.