Erdoğan’ın Hüda Par Başkanı ile yaptığı görüşmede neyin pazarlığının yapıldığını bilmiyoruz. Ama yıllar öncesinden Yusuf Kaplan’ın da yazdığı gibi, Erdoğan iktidarının HDP üzerindeki baskıları arttırarak Kürt kentlerinde Hüda Par’a alan açmak istediğini biliyoruz. Özellikle HDP’li belediyelere atanan kayyumların Hüda Par’a her kapıyı açtığını ve Hüda Par’ı kayyum politikasının yerel dayanaklarından biri olarak konumlandırdığını biliyoruz.
İktidar blokunun HDP’nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi üzerinde büyük bir baskı kurduğu bir dönemde Hüda Par ile ittifak arayışı, beraberinde birçok soruyu ve kirli pazarlığı akıllara getiriyor. HDP’nin kapatılacağı, geçmiş dönemlerde olduğu gibi fiili OHAL’in devam ettiği Kürt kentlerinde seçmenlerin sandığa gitmesinin engellenmesi için her şeyin yapılacağı dikkate alındığında Hüda Par, Erdoğan iktidarı için sınırlı da olsa işlevsel bir rol oynayabilir. En azından hesaplar buna göre yapılıyor olabilir.
Böylesi bir tabloda, sadece ülkenin geleceğini rehin almak üzere karşımıza çıkartılan/çıkartılmaya çalışılan iktidar blokunun kendisi bile, bu ülkede demokrasi ve laisizm mücadelesinin nasıl iç içe geçmiş olduğunu ve ne kadar aciliyet kazandığını görmek için yeterlidir.