Danıştay’ın kararı, hem ülkedeki etnik ve ideolojik gerilimleri tırmandıracak hem de eğitimde beklenen köklü adımların atılmasını engelleyecek tehlikeli bir karardır.
Sosyal medyada Danıştay’ın kararıyla ilgili yapılan yorumlar, ülkemizin geleceği adına ürküttü beni.
“Türk’üm, doğruyum, çalışkanım demekten niçin korkuyorsunuz? Yallah Bedevilerin arasına!” şeklindeki pespaye “yorumlarla” doldu taştı a-sosyal medya!
Daha da vahimi, Öğrenci Andı’nın, çocuklarımızı bu ülkenin ruhköklerinden uzaklaştırmayı, mankurtlaştırmayı, Batı-perest zihinsel kölelere dönüştürmeyi amaçlayan tastamam faşist bir dönemin izlerini taşıyan tek-tip insan yetiştirme söylemine dayandığını söyleyerek bu çağdışı, ilkel andı eleştiren insanlara karşı iğrenç bir linç girişimi yapıldı.
“Türk’ün ruhu, İslâm’dır; gerisi hezeyandır” şeklinde yazdığım eleştirilerden ötürü İslâm’sız bir Türk kimliğinin şiddetle ve yaygın olarak savunulduğunu gözlemledim.
İşte bu ürperticidir!