Son filmi Bulantı’yı geçtiğimiz aylarda yayınlayan Zeki Demirkubuz, insan doğasını irdeleyen filmler yapmaya çalıştığını belirterek, “Aldatmayan kadından bir hikaye olmuyor. Erkek aldatırsa çok büyük bir trajedi olmuyor. Kadın aldattığı zaman erkeğin halini görün” dedi.

Fotoğraf: DHA
Kocaeli Üniversitesi’nde düzenlenen bir söyleşiye katılan Demirkubuz, ‘Neden filmlerinizde aldatan kadın temasını sıklıkla işliyorsunuz’ sorusunu “Aldatmayan kadından bir hikaye olmuyor. Erkek aldatırsa çok büyük bir trajedi olmuyor. Kadın aldattığı zaman erkeğin halini görün, işte benim filmlerden veya çevrenizden. Bu durum insanı olmayan kanallara götürebiliyor. Onun etkisini de biraz değerlendirebiliyorum” diyerek yanıtladı.
‘Ülkemizdeki cinsellik kültürüne dair bir şeyden yararlanıyorum’
Esasen kadınlarla ilgili bir genel bir sorunu olmadığını ancak filmlerinde işlediği ‘aldatan kadın’ karakterlerinin bazı kesimler tarafından kadınları kötülemek olarak algılandığını aktaran Demirkubuz, “Kafama takılan, bende bir mesele olarak karşılığını bulan şeylerin filmini yapmaktan sorumluyum” ifadelerini kullandı.
Demirkubuz şöyle devam etti: “Dünyadaki ama özellikle ülkemizdeki cinsellik kültürüne dair bir şeyden yararlanıyorum. Çoğu bu kültürden olan ama bir kısmı da kadının ve erkeğin doğasından gelen, aslında kadının gücüne atıfta bulunan filmler ortaya koymama rağmen Türkiye’de angaje olmuş siyaset yüzünden ‘hep kadınlar mı aldatıyor’, ‘kadın düşmanı’ gibi geri dönüşler alıyorum.”
‘Aldatan kadın’ temasının erkeklere dair hikayeler anlatma fırsatı verdiğini belirten Demirkubuz, “Filmlerime politik bir angajman yerine, düz bakabilen birinin nazarında kadınları ne kadar sevdiğim, ne kadar saygı duyduğum ve değer verdiğim anlaşılacaktır” dedi.
‘Benden ne beklendiği üzerine film inşa edilmesini utanç verici buluyorum’
Demirkubuz, filmlerinin toplumun geneli tarafından anlaşılmadığı yönündeki bir eleştiriye de şöyle yanıt verdi: “Toplumun düzeyi bu diye, bir tür kendini inkar olan tutum takınıp, benim kim olduğum yerine benden ne beklendiği üzerine film inşa edilmesini utanç verici buluyorum. Bu zaten Türkiye’de ve dünyada entelektüellerin önünde duran en büyük mesele. Ve bu dünyanın her yerinde de aynıdır.”