22 Eylül 1924’te Samsun gezisindeyken, kendisine eşlik eden gazeteciler “nereden ilham aldığını, kimlerden kuvvet aldığını” sorarlar. Atatürk ayağa kalkar, kendisini karşılayan kalabalığa doğru birkaç adım yürür, hoşgeldiniz diyerek, fötr şapkalı birinin elinden tutar, gazetecilere döner, şu tarihi konuşmayı yapar.
“Şimdi burada bir büyük kişiye rastladım. Nakiyüddin bey, askeri rüşdiye birinci sınıfında öğretmenimdi. Bana henüz ilk bilgileri öğretirken, gelecek için ilk düşüncelerimi de vermişti. Baylar, açıklamak istiyorum ki… İlk esin kaynağı, ana baba kucağından sonra, okuldaki öğretmenin dilinden, vicdanından, eğitiminden alınır.”
Ve, seneler sonra… Ağızlar kilitli. Zorbalığın pençesinde benliğimizi unutup, kul köle olmamız, baskıya boyun eğmemiz isteniyor.
Unutanlara gururla hatırlatmak gerekir ki…
Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştiren, gerçek ve fedakar öğretmenler eksik değil!