Eğer hükümet Gezi Davası’nda AİHM ve AYM kararlarını uygularsa hukuk alanı normalleşmeye başlayacak, muhalefet ile iktidar arasındaki tansiyon düşecek.
Böylece siyaset alanı da normalleşecek. Kavganın harareti azalacak.
Aktörler çoğalacak, güç ilişkilerinin demokratik, siyasi, hukuki normallere doğru kayacak.
Şahinler için en korkutucu senaryo bu.
Çünkü onlar güçlerini ve itibarlarını olağanüstü şartlara, kavgaya borçlular.
Normal bir siyasi ve hukuk düzeninde oynayabilecekleri rolleri küçük.
Ama olağanüstü şartlarda, şartsız ve koşulsuz liderin yanında olarak, en olmayacakları savunarak adam eksiltiyor ve başrolleri kapıyorlar.
Bu şahinlik iktidar cephesinde sürekli sadakat gösterilerinde kazanmalarını sağlıyor, onlara daha ılımlıları, müteredditleri, hukuk, demokrasi, ilkeler gibi ahlaki “zaafları” olanları tasfiye etmek, güçten düşürmek gibi büyük bir güç veriyor.
O yüzden dün 17-25 Aralık Yolsuzluklar Haftası ilan eden parti, bugün 17-25 Aralık kumpası diyebiliyor.
Çünkü haftasını kutlayarak artık sadece kriminalize olabilir ama “kumpası” dediği denklemde güçlü ve önemli.
Yani mesele Gezi Davası, kimin ne suç işlediğiyle çok da ilgili değil.
Mesele ağaç da Gezi Parkı da değil, sen daha anlamadın mı?