Cümleden çıkan ikinci sonuç; Merkez Başkanı başkanlarının maaşlarının zannedildiği kadar yüksek olmadığı olabilir. Erkan’ın ABD’de finans kurumlarındaki üst düzey yöneticilik tecrübelerinden İstanbul’da istediği evde oturabilecek birikimi olduğu yazılıyor.
Ama belki de seleflerinin görev sürelerine bakınca ya da sahiden Manhattan’la kıyasladığında rakamları abartılı bulunca bu kadar para vermeye değmez demiş olabilir.
Tabii bunlar ayrıntılar.
Bu cümleden çıkarılan esas sonuç; seçim öncesi iktidarın bütün inkar çabalarına rağmen ekonominin Merkez Bankası başkanının İstanbul’da oturacak uygun ev bulamayacağı kadar kötü halde olduğu…
Zaten muhalefet ve muhalif ekonomistler de Merkez Bankası başkanı Erkan’ı bu açıdan a eleştiriyorlar, ekonomik olarak söylenmemesi gerekenler, teknik hatalar buluyorlar, Cumhurbaşkanı ile ilişkilerini anlattığı bölümün MB’nin bağımsızlık iddiasına zarar verdiğini söylüyorlar.
Hepsi doğru olabilir.
Tıpkı aynı ekonomistlerin ve muhalif siyasetçilerin seçimlerden önce ekonomiyle ilgili söyledikleri gibi.
Hatta ekonominin durumu bundan yedi ay öncesinde daha da kötüydü. Muhalefet ve muhalif ekonomistler durumun ne kadar berbat olduğu ve daha da berbat olacağını zaten yeterince ve üstüne basarak söylemişlerdi.
Ve yüzde bir milyon haklıydılar