AYŞEGÜL KASAP
aysegulkasap@diken.com.tr
@aysegul_kasap
Döviz kurundaki görülmemiş artışlar ilaç sektörünü de vurdu. Hayati önem taşıyan birçok ilaç Türkiye’de bulunamıyor.
Diken’e konuşan eczacı Leyla Mine Tandağ, en büyük sıkıntının çocuk ilaç gruplarında olduğunu belirterek, sadece ilaç değil vitamin temininde de sorun yaşandığını söyledi.
Böyle devam etmesi durumunda ilaç krizinin daha da artacağına dikkat çeken Tandağ, tıbbi malzemelerde de benzer sorunlarının yaşanacağını belirterek, “Belki damar yolu açamayacaklar” dedi. Çünkü Türkiye hem ilaç hem de tıbbi malzemelerde dışa bağımlı.
Tandağ konuştuğumuz sırada ABD’deydi ve Türkiye’deki eczacı arkadaşlarının kendisine “Şu ilaç orada var mı nasıl getirtebiliriz” diye sorduğunu aktardı.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) geçen aylarda 52 ilacı daha geri ödeme listesinden çıkarmasıyla beraber dar gelirli vatandaşların ilaca ulaşımı adeta imkansız hale gelmişti. Zaten piyasada ilaçların bulunamadığı bir dönemde SGK’nın bu kararına birçok eczacı tepki göstermiş, “Hastaların sağlık haklarına sınırlama getiriliyor” demişti. Hekimlerse bunu ‘tedavi yöntemlerine müdahale’ olarak yorumlamıştı.
Piyasada neredeyse bine yakın ilaç bulunmuyor ve kurdaki belirsizlik nedeniyle firmalar da piyasadan çekilmeye devam ediyor.
Geçen günlerde Prof. Dr. Ahmet Mesut Onat ateş düşürücü serum, yani parasetamol, iltihaplı romatizmada kullanılan Actemra, kortizonlu serum, ağır hastalarda kullanılan ve organ kurtarıcı olarak tanımlanan Predenol’un bulunamadığını belirterek “İşte bu ilaçlar yok kardeşim bildiğin bulamıyoruz. Hayal bile edilmez bir şey bu” demişti.
Prof. Dr Ali Kutlu’ysa arı alerjisinde kullanılan aşıları getiren firmanın Türkiye’den çekilme kararı aldığını söylemişti. Türkiye bu aşıyı tek firmanın getirdiğini belirten Kutlu “Kurdaki hızlı değişimler nedeniyle farklı firmaların da benzer karar almasından korkuyorum. Kritik bir çok ilacı bulamayabiliriz. Yetkililerin tehlikenin farkında olmasını istiyorum” ifadelerini kullanmıştı.
‘Raflar bomboş’
Eczacı Tandağ krizin büyük olduğuna dikkat çekti: “Bütün eczacılar ayakta ama sesimizi de duyuramıyoruz. Sağlık bakanı da çıkıp bir açıklama yaptı hiçbir sıkıntı yoktur diye ama halbuki nöbetlerde raflar bomboş. En büyük sıkıntı çocuk ilaç gruplarında. İthal ilaçlarda da sıkıntı var.”
Eczacıların tahminine göre firmalar kur nedeniyle bir zam olacak mı diye üretimi yavaşlatıp dondurma politikasına geçti.
Bu durum aslında yeni değil, enflasyonun artmaya başlamasıyla beraber her yıl aralık, ocak ve şubat aylarında ilaç sıkıntıları yaşanmaya başlamıştı.
‘Hastalar sefil’
Ancak bu yıl kriz zirve yaptı: “Hastalar sefil, nöbetlerde çocuklarına deli gibi ilaç arıyorlar ama yok. Vatandaş ‘Çocuğuma doktorun yazdığı ilacı bulamıyorum’ diye bağırıyor. Normalde 100’er tane olur eczanelerimizde ama yok işte. Bunun nedeni de enflasyonun artması hammadde sıkıntısı. Kurun artması nedeniyle firmalar şubat sonu gelecek zammı bekliyor. Ona göre pozisyon alıyorlar.”
‘Eczacılar ilacı satabilirse para kazanabiliyor, bu nedenle stoklamaz’
Tandağ eczanelerin stok yaptığı yönündeki söylemlere de tepki gösterdi: “Zaten eczacı satacak para kazanacak. Şu an zaten eczaneler zor durumda. Eczanelerin stoklaması gibi bir durum gerçekçi bir yaklaşım asla olamaz. Zaten masraf ve maliyetler çok artmış durumda eczanelerde. Dolayısıyla nasıl ayakta kalacakları konuşuluyor. Büyük bir sıkıntı içindeyiz.
Halk da büyük sıkıntıda eczacılar da öyle. İlaçları maalesef ulaştıramıyoruz. Şunu anlaması lazım herkesin, eczacı ilacı satabilirse para kazanıyor. Rafta durursa o ilaç, stok raf maliyeti ve miat sorunu var. Hiçbir eczacı önümüzdeki ay zam gelecek tutayım hastaya vermeyeyim demez, diyemez. Ekonomik olarak diyemez.”
Vitamin tedarikinde de sıkıntı var
Birçok firmanın piyasadan çekildiğini belirten Tandağ, şu an ABD’de olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: “Türkiye’de eczacı arkadaşlarım bana ‘Şu ilaç orada var mı nasıl getirtebiliriz’ diye soruyor. Vitamin piyasası da öyle. Bazı çocuklar demir şurubu olmadan yaşamıyorlar. Spesifik ürün alan, hastalığı olan çocuklar var. Bu insanlar da onlara ulaşamıyor. Çünkü yollamıyor buradaki firma. Çünkü kur sürekli oynadığı için firma sürekli zarar ediyor. Büyük sıkıntı var.”
Kurunun sabitlenmesi firmaları geri çekiyor
Türkiye’de ilaç fiyatlandırılmasında kullanılan avro kuru 4,5786 liraya sabitlenmişti. Firmaların Türkiye’den çekilme kararındaki en büyük etkenlerden biri de bu: “Avro olmuş 17 küsur lira. Siz bunu 4 küsur lirada tutmaya çalışırsanız sistem döner mi, dönmez. Daha da vahim bir şey tıbbi malzemelerde de aynı sıkıntı yaşanacak. Belki damar yolu açamayacaklar. Bunlar ancak kendi üretimimiz olur, alt yapımız olursa aşılabilir. Fason cenneti olmayız. Yani dışarıdan alıp hammaddeyi üretmeyiz. Avro kaç lira olursa olsun o zaman. Ama şu an maalesef öyle bir pozisyonumuz yok. Bu sıkıntıyı hep beraber doktor, eczacı, vatandaşlar olarak hep beraber çekiyoruz.”
Alınan kararlar gerçek ekonomik verilerle çelişiyor
Ekonomik kriz, vatandaşı mağdur ettiği gibi eczacıları da mağdur ediyor. Tandağ halka hizmeti taşıyabilmeleri için kendilerinin ayakta kalmaları gerektiğini belirtti: “Normalde geçen sene asgari ücretle yapılan zam kadar bir zam yapıldı ilaç fiyatlarına. Sanıyorlar ki yüzde 50 zam yapılsa ilaç fiyatlarına eczacılar ve depolar rahatlar. Ama gerçek ekonomik veriler şöyle söylüyor, eczanelerin de ayakta kalıp halka danışmanlık hizmeti verebilmesi için, yanımızdaki arkadaşlarımızın da masrafları artacağı için en az yüzde 150’lik bir zam gelmesi lazım. Bu da olmayacak. Devlet geçen yıl da ilaçlara yüzde 20’nin üzerine zam olamaz diye bir son dakika genelgesi yayınlandı. Öyle bir şey yapılırsa intihar olur. Firmalardan duyduğumuz da bu.”
Eczane ve depolar sallantıda
İşletme maliyetleri artarken eczanelerin karlılık oranı eridi: “Asgari ücretlilere yüzde 50 zam geldi ama bizim karlılığımız devletin ödediği kadar. Bizim karlılığımız düzelmeli ki bizler eczacılar da ayakta kalsın. Depolar ayakta kalsın ilaç firmaları ayakta kalsın. İlacı hastaya ulaştırabilirim. Bizim yüzde 20 belirlenmiş karlılık oranımız vardı ama seneler içinde bu eridi eridi şu an inan yüzde 7 brüt karla satmak zorunda kaldığımız ilaçlar var. Ve ortalamamız yüzde 12’ye geliyor. Normal şartlarda kiraların, yani işletme maliyetlerin artmış olduğu bir yerde ne deponun ne de eczanenin ayakta durabilmesi çok zor. Birçok eczane ve depolar ekonomik anlamda sallantıda. “