Bir haftadır Türkiye’de çeşitli görüşmeler yapan ve Kati Piri’nin yerine atanan Avrupa Parlamentosu’nun yeni raportörü Nacho Sanchez Amor, Avrupa Birliği’nin (AB) Suriyeli sığınmacılara ilişkin Türkiye’ye daha fazla yardım etme konusunda görüşmelere başlamaya hazır olduğunu söyledi. Amor, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala davalarının da, AB’nin insan hakları standartlarına uyumu için ‘fırsat sunduğunu’ söyledi.

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) 2016 yılında Suriye iç savaşından kaçan ve sayısı şu anda yaklaşık 3.6 milyona ulaşan sığınmacılara Türkiye’nin AB’nin finansal desteği karşılığında ev sahipliği yapacağı konusunda anlaşmıştı. 2019 yılında tamamlanan bu anlaşma sonrasında Avrupa’ya giden Suriyeli sığınmacı sayısında ciddi oranda azalma görülmüştü.
Suriye hükümetinin iç savaş nedeniyle evini terk etmek zorunda kalmış kişiler ile birlikte nüfusu 3 milyona ulaşan Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib bölgesine düzenlediği hava saldırılarının yeniden başlatması ile yeni bir sığınmacı akının başlayacağı korkusunun artması, Amor’un Türkiye’deki temaslarında da öne çıktı.
Reuters’in haberine göre, bugünkü basın toplantısında soruları yanıtlayan Amor, Türkiye ve AB arasındaki Suriyeli sığınmacılara yönelik anlaşmanın iyi sonuçlar doğurduğunu ancak yine de çeşitli sorunları olduğunu ifade etti.
Amor şöyle dedi: “Sorunun ortadan kalkmadığının bilincindeyiz. Idlib’den gelen sığınmacılarla birlikte daha büyük bir sorun oluşabilir. Görüşmeye hazırız. Suriyeli sığınmacılar konusu Türkiye ile AB ilişkilerinin normalleşmesi açısından temel konumda.”

Sanchez Amor AB’nin Türkiye’nin üyelik sürecinde yer alması konusunda kararlı olduğunu ifade ederken iki tarafta da ‘güven eksikliği olduğunu’ vurguladı.
Amor sözlerine “Türkiye’yi başta yargı bağımsızlığı olmak üzere ifade ve basın özgürlüğü gibi temel hakları içeren hukuğun üstünlüğü alanındaki reformları gerçekleştirme sürecinde AB ile işbirliğine davet ediyorum” diye devam ederken HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş ve Gezi Parkı eylemlerini finanse ettiği iddiasıyla yargılanan Osman Kavala davalarının Türkiye’nin insan hakları konusunda AB standartlarına uyumunu göstermesi açısından ‘mükemmel fırsatlar sunduğunu’ belirtti.