MESUDE DEMİR
@mesudedemirr
Milyonlarca yabancı hasta Türkiye’ye güvenerek sağlık hizmeti için geliyor. Ancak özellikle plastik cerrahi ve obezite ameliyatları sonrası ölümler, sorunlara işaret ediyor.
Dünyada sağlık turizmi için yılda 30 milyon insan başka ülkelere gidiyor ve yaklaşık 500 milyar dolar harcıyor. Türkiye’nin de hem kamu hem de özel sektörü bu pastadan pay almak istiyor.
Sağlık Bakanlığı Uluslararası Sağlık Hizmetleri AŞ’nin (USHAŞ) verilerine göre geçen yıl toplam 1 milyon 538 bin 643 kişi sağlık hizmeti almak için ülkemize geldi. Bunlardan 3 milyar doların üzerinde gelir elde edildi. 2024’ün ikinci çeyreğindeyse 801 binden fazla kişi geldi ve yaklaşık 1,6 milyar dolar bırakarak döndü.
Halen 654 kamu ve özel hastane, 189 tıp merkezi, 2 bin 525 muayenehane ve 1299 sağlık tesisinin Sağlık Bakanlığı onaylı sağlık turizmi yetki belgesi var. Sağlık turizmi yetki belgesi olan acente sayısıysa 1183. Hastalar bu aracı kurumlarla anlaşıyor. Acentelar geliş, dönüş, sağlık kurumları veya hekimleri, konaklama, gezme vs. tüm hizmetleri organize ediyor. Genellikle paket fiyat sunuyor.
İlk hedefimiz İngiliz hastalar
Farklı coğrafyalardan gelen hastaların, burada ya da ülkelerine döndükten sonra ölümleri sık aralıklarla haberlere konu oluyor. Bu haberler en yüksek hasta sayısının olduğu Britanya’dan daha sık geliyor. Britanya medyası meseleyi yakından izliyor.
Öte yandan Türkiye’nin sağlık turizmiyle ilgili 21 stratejik ülke hedefinde ilk sırada Britanya geliyor. Diğer ülkeler arasında Almanya, Bosna Hersek, Bulgaristan, Sırbistan, Kosova, Romanya, Rusya, Ukrayna, Katar, Kuveyt ve Bahreyn yer alıyor.
Sağlık Turizmini Geliştirme Konseyi Derneği’nin verilerine göre yabancı hastalar Türkiye’ye en çok saç ekimi için geliyor. Bunu estetik ve diş, onkoloji, kalp damar cerrahisi, ortopedi ve diğer cerrahi branşlar, tüp bebek, organ nakli, fizik tedavi ve rehabilitasyon, çocuk hastalıkları ve dahili branşlar takip ediyor.
Ancak her yabancı hasta Türkiye’den mutlu ayrılmıyor. Söz konusu haberlere, belgesellere konu olan, ölen veya ciddi komplikasyon geçirenlerin tam sayısını bilmiyoruz.
Aslında yabancı hastaların talebini karşılayacak yeterli kalite ve sayıda sağlık kurumu, hekim, hemşiremiz var. Yabancı hastalara iyi hizmet verenler de.
Peki yabancı hastalarımız neden ölüyorlar?
Diken bu dosya için sektörün içinden pek çok kimseyle görüştü ve bu sorunun yanıtını aradı. Aktarılanlara göre tüm düzenleme çabalarına rağmen alanda, herkesin bildiği, göz önünde cereyan eden sorunlar var.
Röportajlara geçmeden önce, derlediğimiz sorunları özetleyelim:
*Yabancı hastalar ameliyatlarını katalogdan seçerek geliyor. Öncesinde bir hekim görüşmesi, tıbbi değerlendirme vs. olmuyor. Talebi yetiyor.
*Hastanelerde verilen hizmetin maliyeti yüksek. Maliyeti düşük tutmak için hastalar erken taburcu ediliyor. Neredeyse tüm acenteler ameliyat sonrası hasta bakımı için otellerle anlaşıyor.
*Otel odaları hastane gibi kullanılıyor. Katlarında hemşireler geziyor. Örneğin karın germe ameliyatı (ki bu büyük bir cerrahi) olan hasta ertesi günü taburcu ediliyor. Otel odalarında bakılıyor.
Ucuz hizmet için kaliteden ödün veriliyor
*Ameliyatlardan sonra ülkeden de hızla gönderiliyorlar.
*Paketleri ucuza satmak için hizmetin her kademesinde kaliteden taviz veriliyor.
*Hastanın her zaman muhatabı acenteler. Hasta iyiyken acente de iyi. Problem çıktığında sorumluluğu hekime atıyorlar.
*Hastayla hekim arasında bağ kurulmuyor. Acente ‘müşteri‘si bir dahaki sefere onu atlayarak, hekime direkt gider endişesiyle bunu istemiyor.
*Hastaların ödediği tutarın büyük bir kısmı acenteye gidiyor. Acente hekimlerle paket ücret üzerinde anlaşma yapıyor. Çok kar etmek için hastaneye, hekime düşük pay veriliyor. Deneyimli hekimler düşük ücretle iş yapmak istemiyor. Genç ve deneyimsiz hekimlerle anlaşılıyor.
Hasta hekimi görmeden ameliyata alınıyor
*Hekimler gelir elde edebilmek için ayda 30-50 ameliyat yapıyor. Çok sayıda ameliyatla iyi kazanıyor da. Haftanın her günü ameliyat yapan hekimler var.
*Çok sayıda ameliyat, işlem sayısı ekiplerde ‘sürmenaj‘a yol açabiliyor. Üstüne ameliyat sonrası bakım eksikliği de eklenince sorun kaçınılmaz oluyor.
*Hastalar ameliyatlara saatler kala geliyor. Gerekli tetkikler o zaman yapılıyor. Hasta hekimi görmüyor. Hekim hastayı ameliyathanede görüyor. Ciddi cerrahiler, hastanın talebi doğrultusunda, riskler vs. yeterince değerlendirilmeden planlanıyor ve yapılıyor.
*Birkaç büyük ameliyat aynı seansta yapılıyor. Bu hastaların bazıları obeziteli birey. Bunun riski çok yüksek. Üstüne cerrahi sonrası iyi takip edilmemek de eklenince ortaya çıkan komplikasyonlara zamanında müdahale edilemiyor. Ölümle sonuçlanabiliyor.
*Çok sayıda hasta ayna anda getiriliyor. Bu da sağlık kurumlarında yüksek volüme yol açıyor.
Sürecek…