Önce bıyık furyasına kendisini kaptırmayan, sakalsız ve bıyıksız biri geliyor. Tepsideki domatesin üzerinde çok kalın üç et parçası piramit şeklinde birleştirilmiş duruyor. Yemek pornografisinin zirvesi. Sonra etlerin üzerine tuz dökülüyor ve birden alevler çıkmaya başlıyor. Bir güzel pişiyor etler.
Daha da tiyatrovari olanını buldum Instagram’da. Katar’da sanatını konuşturan bir bıyıklı abimiz var. Pala bıyıklı. Deri yelekli. Allah bin nazardan saklasın tam bir kılıç-kalkan uzmanı. Kasap bıçağını ve bileyiciyi devamlı havaya atıp tutuyor. Jonglör gibi… Tabii ki eti bakteri kovanı olan tahta tepside kesiyor. Ama o ne kesme! Ellerde siyah eldiven. Geri planda ‘eller havaya’ türü bir müzik. Sadece ‘saldırma’ kelimesini anlıyorum ama o büyük parça etlere ne biçim saldırma! İri kemikler bir tarafa. Her neresiyse Karabaş ile gelmeli buraya. En azından köpekçeğiz aç kalmaz.