CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com
@canancoskun
Van’ın Çatak ilçesinde 11 Eylül’de askerler tarafından gözaltına alınıp helikoptere bindirildikten sonra hastanede yoğun bakımda bulunan Osman Şiban ve komada 20 gün kaldıktan sonra hayatını kaybeden Servet Turgut’la ile ilgili Bağımsız İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ın dün açıkladığı rapor, faillerin tespit edilmesi için bazı sorular sorulması gerektiğini ortaya koydu.
Rapor, Osman Şiban’ı ağır yaralayan, Servet Turgut’u ölüme götüren nedenin askerlerin kaba dayağı ve linci olduğunu ortaya çıkarmıştı. Şık faillerin tespit edilmesi için yapılabilecekleri de raporu duyurduğu basın açıklamasında sıralamıştı.
1040 asker şüpheli
Köylülerin gözaltına alınmasından üç gün önce 8 Eylül’de İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Van’da ‘Yıldırım-10 Norduz’ isimli bir operasyon başlatıldığı belirtildi.
Açıklamada, operasyona Van İl Jandarma Komutanlığı’nda görevli Jandarma Komando, Jandarma Özel Harekat (JÖH), Polis Özel Harekat (PÖH) ve Güvenlik Korucu timlerinden oluşan 70 operasyonel timdeki 1040 personelin katıldığı kaydedildi.
Operasyonun başlamasından üç gün sonra Osman Şiban ve Servet Turgut yaşadıkları köyde gözaltına alındı.
Şık’ın raporuna göre Osman Şiban ve Servet Turgut gözaltına alındıktan sonra helikoptere bindirilmek üzere köyün dışına götürüldü. Olan biteni izleyen köy sakinlerinin anlatımına göre darp daha burada başladı.
Bu bilgilerden yola çıkarak ilk soruyu soralım: Köylülere işkence yapılmasıyla ilgili kolluk görevlileri hakkında açılan soruşturma kapsamında Yıldırım-10 Norduz operasyonuna katılan 1040 kişinin kimlik bilgisi tespit edildi mi?
Helikopterin uçuş kaydı
Ahmet Şık yaptığı inceleme sırasında Osman Şiban ile görüştü. Şiban, helikoptere bindirilmelerinden sonra yaşananları şu sözlerle dile getirdi: “Bizi döverek helikoptere bindirdiler. Birkaç asker de bizimle bindi ama çoğu aşağıda samanın orada kaldı. Helikopterde, -tam hatırlamıyorum ama- 20 kadar asker vardı. Ne köyden alırken ne de helikopterin içinde bizi suçlayan hiçbir şey söylemediler. Ben öyle bakıyordum askere, yüzüme yumruğu yapıştırdı. ‘Bakmak yasak, konuşmak yasak, sağa sola bakmak yasak’ diyerek bana vuruyordu. Yüzüme vuruyordu hep. Servet’e de vuruyorlardı. (…) Helikopter içinde bizi çok dövdüler. Bir asker veya komutanın Servet’i kastederek ‘Bu ihtiyarı dövmeyin, bu ihtiyar ölecek’ dediğini duydum.”
Bu bilgiler ışığında soralım: Savcılığın soruşturması dahilinde helikopterin uçuş kaydı alındı mı? Çünkü bu bilgiler helikopterin hangi rotada ilerlediğini, hangi konuma indiğini ve içeride konuşulanları ortaya çıkaracak.
Kamera kayıtları
Rapora göre Şiban ve Turgut’un bindirildiği helikopter Van İl Jandarma Komutanlığı’na gitti. Burada yaşananları Ahmet Şık’a anlatan Şiban şunları söyledi: “Helikopter indi. İçindeki askerlerin de hepsi inmiş. Ben de böyle sağa sola baktım. Bizi daha indirmemişlerdi. Helikopterin içinden görünüyor. Baktım dışarıya çok asker var. Belki 100-150 tane asker var. Kuşatmış asker, hazır durumda bekliyordu. Silahı da var üstlerinde. Birisi, ‘O teröristleri indirin aşağıya’ dedi. Baktım, iki asker yukarı geldi. Önce cenazeleri attılar. Sonra bizi de attılar. Helikopterin kapısının ağzından arkamızdan aşağıya itildik. Servet’le betonun üzerine düştük. Servet’i de attılar, o da benim yanımda. Attılar. Hani yere attılar, biz de yere düştük. Biz öylece yerdeydik. Birini duydum, dedi ki ‘Ya bu terörist sağdır’, öyle duydum. Sonra o gördüğüm 100-150 asker üzerimize çullandılar. Tekmeler, yumruklar… Vallahi bizi yere sürdüler. Her birimizin başında 10 kişi, 20 kişi. 10 kişi bir kişinin üstüne geçiyordu, hepsi bize yetişip dövüyordu bizi.”
Rapora göre helikopter alay komutanlığının pistine indi. Şiban’ın anlatımına göre lince burada maruz kaldılar. Lince katılan askerlerin tespit edilebilmesi için Van İl Jandarma Komutanlığı’nda ve varsa helikopter pistindeki güvenlik kameralarının görüntülerine savcılık tarafından el kondu mu? Bu görüntüler aynı zamanda komutanlıktaki linçe katılan diğer askerlerin de kimliğini ortaya çıkarabilir.
Askerlerin telefonları
Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunda düzenlenen birçok operasyonda askerler akıllı telefonları ile yaşananları kaydederek sosyal medyadan paylaşmıştı. Bu bilgiden yola çıkarak askerlerin iki köylünün helikopterde ve alay komutanlığında maruz kaldığı işkenceyi kayda almış olabileceğini söylemek mümkün. Buradan hareketle soralım: Savcılık askerlerin cep telefonuna el koydu mu?
Soruşturmanın tarafsızlığıyla ilgili endişeler
Şık’ın inceleme sırasında görüştüğü tanıklar, Servet Turgut’un otopsi işlemi sırasında Adli Tıp Kurumu önünde Van Asayiş Kolordu Komutanı Tümgeneral Hüseyin Kurtoğlu ve Van İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Yüksel Yiğit’in beklediğini söyledi. Şık da basın açıklaması sırasında askerlerin sıklıkla Van Adliyesi’nde görüldüğünü ve soruşturmayı yürüten savcıyla temas kurduklarını söyledi. Üst düzey komutanların otopsi süresince beklemesi, askerlerin soruşturmayı yürüten savcıyla görüşmeleri akıllara soruşturmanın karartılmak istendiği endişesini getiriyor.
Süleyman Soylu’ya sorular
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu da köylülere işkence olayıyla ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi sundu. Yeneroğlu’nun soruları şöyle:
– Osman Şiban ve Servet Turgut hakkında hangi tarihte adli soruşturma açılmış ve gözaltı kararı verildi?
– Van Valiliği’nin açıklamasında, askeri operasyon sırasında vatandaşlarımızın gözaltına alındığı ifadeleri bulunduğundan, askeri operasyon sırasında adli bir işlem olan gözaltına alma işlemi nasıl yapıldı?
– Osman Şiban ve Servet Turgut isimli vatandaşlarımız, askeri helikoptere bindirildiği olayın tanıkları tarafından ifade edildiğinden, hangi gerekçe ile askeri helikoptere bindirildiler? Vatandaşlarımız hastaneye kim tarafından götürüldü?
– Hastaneye götüren kişiler neden hastane kayıtlarına göre ‘helikopterden düşme’ şeklinde bir beyan ile vatandaşlarımızı kaydettirdi?
– Vatandaşlarımız hakkında darp ve işkence yapıldığı iddiaları doğru mudur?
– Vatandaşlarımızın helikopterden atılma iddiaları doğru mudur?
– Söz konusu olayla ilgili olarak, bakanlığınız nezdinde herhangi bir idari soruşturma açıldı mı?