Bu devlet, bu askeriye, bu millet, siz, biz, hepimiz gerçekten bir şey anlıyor muyuz bu vakalardan? Yani ‘Şehit sayısından fazla asker intiharı’ diye söylenen, yazılan, Dipsiz Kuyu’da da durmadan dile gelen ‘mesele’nin esasında ne olduğuna dair merakımız var mı… Yoksa “Cinnet geçiren asker iki arkadaşını öldürüp intihar etti” denince, ‘cinnet geçiren bir asker’den başka bir şey görmüyor muyuz?
Zaten ‘haberler’ de önce falsolu geliyor. “Sırp taraftarlar kavga edip birbirini öldürdü” denmişti ya… Bu haber de önce, “Sınırda Suriye tarafından ateş açıldı, 3 asker şehit oldu” diye koştu. Zaten bunu kolay anlıyoruz; böyle şeylere hazır, ezberde, bagajda standart infiallerimiz mevcut. Fakat şu ‘cinnet’ vakaları kafamızı karıştırıyor.
Sahi askerler neden cinnet geçirir, neden intihar eder? Sahi polisler neden cinnet geçirir, neden intihar eder? Neden bazen arkadaşlarını, bazen eşlerini, çocuklarını da vururlar? Öyle ya… Asker Millet ile Polis Devleti iken hem de, bu demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti tadındaki cumhuriyet; neden cenneti yaşamak varken cinneti seçerler?