Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Ne diyeceğim, aklıma geldi de, bu iktidarın sarayından birisi “İsrail Türkiye’ye saldıracak” bile dedi. Bir yandan Filistin üzerinden veya boru hattıyla İsrail beslenirken hem de. Var mı bir suçlama, soruşturma, tutuklama! Olmasın, ona da olmasın ama, nasıl bir hileli terazidir bu. “Ben ekonomistim, faiz sebep enflasyon sonuç” diyenler, düşük faizle de yükselttikleriyle de bu ülkeyi, milyonlarca insanı, sözde çok düşkün oldukları aileyi batırdı, paramparça etti; var mı böyle bir suçlama!
Mahruki, bildiğim kadarıyla, beyefendi ve bir o kadar da sözünü sakınmayan birisi. Kimi eleştirisiyle uyuşsam, bu ülkenin canlarını kurtarmak için yaptığı her şeyi hep minnetle hatırlasam bile, siyasi ve tarihe dair görüşleriyle pek uyuşmam. Ama böyle bir durumda ne fark eder? 28 Şubat döneminde, başörtülü öğrencilerin, iki üniversitede benim parlak başörtülü öğrencilerimin hakkını savunurken de kim olduğuma, kimlerden olduklarına bakmamıştım. Onca ezilen, hırpalanan, aşağılanan askerin insan hakları için yazarken de!
Mahruki ve her enkaza koşanlar; el uzatırken, can kurtarmaya çalışırken, hayatlarında gördükleri bu çok büyük felaketlerde insanlık ve dayanışma taşırken, “Orada kimse var mı” diye sormuşlar ama “Orada kim var, kimlerdendir, bizden midir, kime oy vermiştir, inancı, etnisitesi nedir” diye sormamışlardı.
Siz ise iktidar iktidar, sürekli bu ayrımın ayrımcılığın kin ve nefretiyle yaşıyorsunuz. Kibirli kininiz sürekli olarak av peşinde. “Sizden olmayan ya da karşı çıkanlar”ı aşağılayabiliyor, en yüksek makamlardan en küçültücü sözleri edebiliyorsunuz. Hem de her biçimde, ruhunu, geleceğini, aklını, umudunu enkaza çevirdiğiniz ülkede!
Yapmayın böyle, desek, belki de düzelirsiniz desek… “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yazmış” oluruz zaten. Bir huzur bulun, bir huzur verin!