Yarı-başkanlık Fransa üniter iken, başkanlık ABD federal. Avusturya, Belçika, Almanya, İsviçre, Meksika, İspanya gibi. Ne bileyim, misal Çekoslovakya dövüşmeden bölünmüş, iki parçası da ayrı birer devlet olarak OECD’de. Belçika ve Kanada defalarca çatırdamış. İrlanda zaten mezhep temelli bağımsız bir ülke. Diğer parçası İngiltere rehinesi. Kore’nin adı Güney. Çünkü buz gibi Kuzey’i de var. Belçika Hollanda’nın içinden, Hollanda İspanya’nın elinden, İzlanda Danimarka’nın karnından çıkmış.
Yani öyle “gelişmiş ülkeler anlamlı anlamlı bakıyor” demekle bir aşk hikayesi alevlenmiyor. Hepsinin anlamı farklı… Ama ortak anlam şu: İster kral, kraliçe, ister başkan, ister başbakan… Vatandaşı insandan sayacaksın… Kendini ise herkesin tepesinde saymayacaksın. Bayıldığımız iki “başkanlık” diyarı, ABD ile Fransa, sömürgecilik, emperyalizm gibi büyük, kanlı günahlarının öte yanında, “cumhuriyetin ilkeleri”ni “İnsan ve yurttaş hakları” üzerine kurarak tarih yazmış misal. Var mı o derste öyle bir eserin, ona da bakacaksın. Çünkü “gelişmişlik” sadece sıfır dolu kasalar değil; biraz da böyle tasalar. Yoksa Brunei Sultanı’nın da maşallah hali vakti yerinde!