Bir yanda, oturduğu koltuğu yitirmekten korkan bürokrat kılıklı zavallıların, üç maaş, beş maaşlı eski-yeni partililerin, siftindiği masalardan kovulmaktan, havadan kazandığı “komisyonlardan” olmaktan ölesiye endişe eden “gazeteci” sıfatlı paydaş-tetikçilerin cirit attığı, diğer yanda ise on milyonlarca insanın açlıkla, yoksulluğun dibiyle sınandığı, cendereye dönüşmüş bir ülkede yaşıyoruz artık!
Peki, bu ülke tüm bunlara, böylesine itip kakılmaya, dünyanın en bereketli toprakları üzerinde açlık, yoksulluk çekmeye müstahak mıdır?..
Böyle bir şeye asla inanmadım, inanmıyorum, inanmayacağım da… İyi yönetildiğinde mucizeler yaratmayı başarmış bir millet, böyle bir yaşama boyu eğmez…
Yine başaracak, o mucizeyi yine yaratacak güce de sahiptir!
“Sansür Yasası” iktidar ve küçük ortağının oylarıyla Meclis’ten geçti… Önümüzde zor günler var… Ancak zaman da hızla geçiyor; bu karanlıktan kurtulmak, özgür kalmak, kardeşçe yaşamak için yalnızca aylar kaldı…
Bu yazı da yaşadığımız acıları, savruluşları anımsatmak, çok yaklaşmış olan güneşli günlerin özlemini paylaşmak için yazıldı!