Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Peki ülkemiz bu zehirli ürün belasından uzun yıllardır neden kurtulamıyor? Üreticiler halkımıza sağlıklı sebze ve meyveleri neden sunamıyorlar?..
İşte saygın bilim insanı Prof. Dr. Mehmet Asil Yılmaz’ın bu sorulara verdiği bilimsel cevaplar:
…Benim görüşüm; ürünlerimiz “Avrupa normlarına göre, veya çağdaş ülkelerin kurallarına uygun olarak hasat edilmiyor, uygun yöntemlerle mücadele sergilenmiyor, paketleme evlerinde, ambarlarda hijyenik şartlarda saklanamıyor Avrupa normlarına uygun olarak kontrol edilmiyor ve/veya çağdaş düzeyde pestisit ve aflatoksin analizleriyle denetimleri yapılmıyor.
İhraç ürünlerimizde bu nedenlerle Avrupa Komisyonu’na bağlı Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) verilerine uyumsuz oranda veya kabul edilebilirlik sınırları dışında pestisitler, kalıntılar tespit edildiği bildiriliyor.
Türkiye’de dünden bugünlere kadar uzanan bu önemli sorunun gerçekten çözümlenmesi, ülkemiz ürünlerinin sınır dışından geriye gönderilmemesi ve ülkemizin çağdaş, güvenilir, sağlıklı gıda üreten ülkeler arasında yerini alması isteniyorsa yapılması gerekenler şöyle sıralanabilir:
– Tarım Bakanlığı’na bağlı pestisit analizleri yapan uzmanlar tarafından ürünlerimiz mutlaka düzenli olarak tarlada, hasat sürecinde, paketleme evlerinde ve hallerde denetlenmeli.
– İstatistiki yöntemlerle örnekler alınmalı. Bu örneklerde çağdaş yöntemlerle ayrıntılı bir şekilde pestisit, aflatoksin analizleri yapılmalı. Temiz bulunan ürünlere ancak bu işlemlerden sonra “ihraç edilebilir” onayı verilmeli. Eğer ürünlerde kabul edilebilir düzeyin üzerinde pestisit kalıntıları bulunursa onları üretenler cezalandırılmalı, ürünleri hemen bulundukları yerlerde imha edilmeli ve ayrıca denetim sonuçları da kamuoyuna şeffaf biçimde açıklanmalı.