CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com / @canancoskun
Mimar ve mühendislerin ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla yargılandığı davada mahkeme tutuklu tüm sanıkları tahliye etti. Altı mimar ve mühendis Aralık 2020’den bu yana tutukluydu.

İstanbul 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün başlayan davada ilk savunmayı tutuklu kimya mühendisi Ezgi Kırlangıç yaptı.
Kırlangıç, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) üye olduğunu belirterek hakkında ifade veren gizli tanığı da oradan tanıdığını söyledi.
Üniversitede enerji kaynaklarıyla ilgili çalıştığını kaydeden Kırlangıç, rüzgar ve güneş enerjisiyle ilgili çalışmalar yürüttüğünü anlattı. İki seneden fazla süredir özel bir firmada çalıştığını söyleyen Kırlangıç, yeni evlendiği için bütün sorumluluğun eşine kaldığını belirtti.
İtirafçı tanığın ifadelerinin soyut olduğunu ifade eden Kırlangıç “Suçlamalardan kurtulmak için bu ifadeyi verdiğini düşünüyorum. Kendisiyle de uzun zamandır görüşmedim” dedi.
‘Dosyada ismi geçenleri tanımıyorum’
Kırlangıç’tan sonra tutuklu iç mimar Işıl Gül Çakmak ifade verdi. Çakmak, 26 yaşında olduğunu, modern dans, resim ve iç mimarlık eğitimi aldığını söyledi. Lisans hayatı boyunca ulusal ve uluslararası birçok ödül kazandığını belirten Çakmak, tutuklandığı sırada yüksek lisans yaptığını ve özel bir firmada çalıştığını aktardı.
Gece yarısı aniden gözaltına alındığını ve başına ilk defa böyle bir şey geldiğini belirten Çakmak, dosyada ismi geçen kimseyi tanımadığını kaydetti.
‘Ismarlama ifade’
Çakmak’tan sonra tutuklu orman mühendisi Mehmet Göçebe savunma yaptı. Göçebe 43 yıldır mühendis olduğunu söyleyerek şunları aktardı:
“İtirafçı tanığın Armutlu’da beni gördüğünü söylediği bina, yasal bir büro. Haziran ayında gördüğünü söylüyor ancak haziran ayında herkes bahçesinde oturur, ben de bahçemde otururum. O büroya da gittim, cemevine de gittim. Herkes de gider zaten oraya. Çünkü çok güzel bir manzarası var. İtirafçı tanığın ifadesi ısmarlama bir ifadedir. 69 yıldır Mehmet Göçebe’yim. Şimdi de kalkmış ‘Senin adın Ramazan Güneş’ diyorlar. Olmadığımı benim ispatlamamı istiyorlar. Vallahi de billahi de Mehmet Göçebe’yim.”
‘Mesleğime yıllardır akademik hizmet sunuyorum’
Göçebe’den sonra tutuksuz olarak yargılanan mimar Prof. Dr. Murat Çetin ifade verdi. Mimarlık yarışmasına böyle bir suç yöneltilmesine şaşkın olduğunu söyleyen Çetin, şöyle konuştu:
“30 yıldır mimarım, 10 yıldır hocalık yapıyorum. Birçok bilimsel yayınım var. Burada da mimari açıdan çeşitlilik gösteren Küçükarmutlu’da pek çok yerde olduğu gibi mimarlık yarışması düzenlemek ve jüri üyesi olmak suç değildir. Mimarlığın dezavantajlı gruplara ulaşması için yapılan bir çalışmanın suçla ilişkilendirilmesi bir anlam ifade etmiyor. Mimarlık yaptım, yıllardır bu mesleğe akademik olarak hizmet sunuyorum. Hocalık hizmetimi kısıtlayan haftada iki kere karakola imza verme şartının da kaldırılmasını istiyorum.”
‘İtirafçının beyanları hayali çıkarımdır’
Çetin’den sonra savunma yapan tutuksuz sanık mimar Özlem Altun, suçlama konusu yapılan yarışmanın raportörü olduğunu anımsattı. Altun, itirafçı tanığın ifadelerinin ‘hayali çıkarımlar’ olduğunu söyleyerek bu davanın açılmasının meslek insanları için üzücü olduğunu belirtti.
Altun, hakkındaki karakola imza verme şartının ve yurt dışı çıkış yasağının kaldırılmasını talep etti.
Altun’dan sonra tutuklu makina mühendisi Özlem Karataş ifade verdi. Hayatında ilk kez gözaltına alındığını ve tutuklandığını söyleyerek sözlerine başlayan Karataş, iddianamede suç olarak belirtilen rüzgar türbini çalışmasına birkaç kez katıldığını belirtti. Hakkında ifade veren tanığın ‘iftiracı tanık’ olduğunu kaydeden Karataş tahliyesini talep etti.
‘Gözaltına alındığımda polisler de şaşırdı’
Karataş’tan sonra tutuklu edebiyat öğretmeni Songül Say savunma yaptı. Say da hayatında ilk defa gözaltına alındığını ve tutuklandığını söyledi. İtirafçı tanığı tanımadığını söyleyen Say, Sinop’ta yaşadığını, kendini gözaltına almaya gelen polislerin bile şaşırdığını anlattı.
Son olarak tutuklu bilgisayar mühendisi Turan Dolu ifade verdi. Dolu, üçüncü kişilerin yazışmalarında geçen ‘Turan abi’nin kendisi olduğuna nasıl karar verildiğini sordu. İddianameye karşı ne diyeceğini bilmediğini aktaran Dolu, iddianamede Dev-Sol’un suçlama olarak yer almasına karşı da yargılanıp beraat ettiğini söyledi.
Hâkim: ‘AYM kararındaki gerekçeleri yazamayız’
İfadeler tamamlandıktan sonra duruşma savcısı tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verilmesini talep etti. Ardından sıra tutuklu sanıkların avukatlarına geçti.
Bir avukat müvekkilinin lehine Anayasa Mahkemesi (AYM) kararından bahsederken mahkeme başkanı “AYM kararındaki unsurları, gerekçeleri yazsak ihsas-ı rey olur, yazamayız. AYM üyelerinin bir bölümü fiilen hâkimlik yapmadıkları için bu hususlar bilinmiyor” dedi.
Mahkeme ara kararında tutuklu altı sanığın tahliyesine karar verdi. Tahliye edilenler hakkında haftada bir gün karakola imza verme şartı koşuldu ve yurtdışı çıkışları yasaklandı. Bir sonraki duruşma 1 Temmuz’da yapılacak.