Tutuklu gazeteci Abdurrahman Gök, “Kemal Kurkut fotoğraflarını yayınladıktan sonra maruz kalmadığım baskı kalmadı” dedi.

21 Mart 2017’de Diyarbakır’da düzenlenen Nevruz kutlamalarına katılmak üzere şehre giden üniversite öğrencisi Kurkut, kutlama alanına girişte kontrol noktasındaki barikatları aştıktan sonra polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirmişti.
Kemal Kurkut’u ‘kasten öldürmek’ten yargılanan polise ceza verilmezken öldürülme anını fotoğraflayan gazeteci Abdurrahman Gök hakkındaysa dava açılmıştı.
Diyarbakır’da 25 Nisan’daki ‘şafak operasyonu’nda aralarında gazeteci, avukat ve siyasetçilerin de olduğu 21 ilde en az 128 kişi gözaltına alınmıştı. Baskınlarda 3 bine yakın polisin görev aldığı öğrenilmişti.
Gözaltına alınan gazeteciler Abdurrahman Gök, Beritan Canözer, Mehmet Şah Oruç ve Remzi Akkaya’ysa tutuklanmıştı.
‘Hala aynı noktadayım’
Hakim karşısına çıkmayı bekleyen Abdurrahman Gök, MLSA’dan Deniz Tekin’in sorularını yanıtladı.
Gök, “Daha önce mahkemede yaptığınız savunmada, ‘Burada yargılanan gazeteciliğimdir. Bu davanın amacı Kurkut cinayeti nedeniyle benden intikam almaktır’ demiştiniz. Tutuklu yargılandığınız bu davanın da yine aynı intikam duygusunun bir sonucu olduğunu düşünüyor musunuz” sorusunu şöyle yanıtladı:
*Hala aynı noktadayım. Kemal Kurkut fotoğraflarını yayınladıktan sonra maruz kalmadığım baskı kalmadı. Ürettikleri gizli tanık, Kemal Kurkut’un ‘örgüt üyesi’ olduğunu, benimse ‘örgüt talimatıyla fotoğrafları çektiğimi’ söyleyecek kadar pervasızlaştı. Ama mahkeme bu pervasızlığı mahkûm etmek yerine bana ceza verdi. Belli ki bu bile o resmi yalanı ortaya çıkaran fotoğrafların intikamı için yeterli olmamış ve şimdi aynı mahkemede yeniden yargılanıyorum.
‘Yine bir tanık üretilmiş’
*Bu kez tutuklu olarak. Yine bir tanık üretilmiş, bu sefer adına ‘açık tanık’ denilmiş. Ancak, benim hakkımda bilgisi olmadığı için dört kez alınan ifadesinde savcının ‘zorlamasıyla’ birkaç tane cümle de benim için sarf ediyor. Bir ilkokul öğrencisi bile bu birkaç kelimelik, cümlelik ifadeden, ifadeyi aşacak boyutta çelişkiler bulabilecekken, tüm bunlar savcının ya da iddianameyi kabul eden mahkemenin pek umurunda olmuyor. Durum böyle olunca geriye bir tek neden kalıyor. O da Kemal Kurkut fotoğraflarının yayınlanması.