Bağımsız İletişim Ağı’nın (BİA) 2013 yılına ilişkin yayınlanan Medya Gözlem Raporu, Türkiye’de gazetecilerin sorunlarının 2013’te de azalmadığını gösterdi. Rapor, kaldırmaya çalıştığı Terörle Mücadele Kanunu nedeniyle hapiste olan gazetecileri, ‘terör örgütleriyle ilişkili’ olmakla itham eden Başbakan Erdoğan’ın Berlin’de çizdiği tabloyla taban tabana zıt bir resmi gözler önüne seriyor.
Başbakan Erdoğan, 4 Şubat’taki Berlin ziyareti sırasında Türkiye’deki tutuklu gazeteci sayısının ‘parmak sayılarını’ geçmeyeceğini öne sürmüş , cezaevindeki diğer gazetecilerin ise ‘terör örgütleriyle’ ilişkili olduğunu savunmuştu.
‘Başbakanına her türlü hakareti yapabilen bir medya var’
Türkiye’de basının özgür olduğu iddiasını “Başbakanına her türlü hakareti yapabilen bir medya var” sözleriyle temellendiren Erdoğan, Sınır Tanımayan Gazeteciler’in, kendi açıkladığı rakamlarla çelişen verileri üzerine ise, “Tabii sınır tanımayan muhabirler gerçekten sınır tanımıyorlar” diyerek tepki göstermişti.
Bu ne perhiz!
Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılacağı bizzat başbakan tarafından açıklanmıtı. İçeriği geçtiğimiz günlerde kamuoyuyla paylaşılan Beşinci Demokrasi Paketi ile, TMK’nın 10. maddesi ve bu madde kapsamında çalışan özel yetkili mahkemelerin kaldırılırılması hükümetin birinci önceliği halini aldı.
Berlin’de bir soruya verdiği yanıtta Erdoğan, aynı kanunun maddeleri nedeniyle hapiste bulunan gazetecileri, ‘terör örgütleriyle ilişkili’ olarak göstermesi ‘İçeride başka dışarıda başka mı?’ sorusunu akıllara getirdi.
Gazeteciler 2013’ü nasıl geçirdi?
BİA’nın 2013 yılına ilişkin yayınlanan Medya Gözlem Raporu ise sadece yüzde 1’i sendikalı olabilen, Terörle Mücadele Kanunu gerekçe gösterilerek tutuklanan, hüküm giyen, özellikle Gezi sürecinde polis şiddetinin başlıca hedeflerinden biri haline gelen, iktidarı eleştirenlerin işini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu, başbakana hakaret davalarıyla mahkeme mahkeme dolaştırılan gazetecilerin gerçek durumunu gözler önüne sürüyor.
2013 yılının gazetecilere yönelik baskı, polis şiddeti ve editöryal müdahalenin yaygınlaştığı bir yıl olduğu belirtilen raporda, Türkiye medyasının bu baskı ve müdahaleler sonucunda yayın bağımsızlığını ve araştırma gücünü geliştiremediği vurgulanıyor.
BİA Medya Gözlem Raporu’nda, Türkiye’de gazetecilerin 2013’te yaşadıklarına ilişkin şu verileri paylaştı.
Tutuklu gazeteciler
59 gazeteci ve 23 dağıtımcı 2014’e cezaevinde girdi. Gazetecilerin 56’sı ve dağıtımcıların tamamı Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında ‘terör örgütleriyle bağlantılı’ olmak suçlamasıyla hapiste.
59 gazeteciden 34’ü ‘Kürdistan Topluluklar Birliği-Türkiye’ (KCK), ‘PKK’ ve ‘DYG’;
dokuzu ‘Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi’ (DHKP-C); altısı ‘Ergenekon’; dördü ‘Marksist Leninist Komünist Partisi’ (MLKP); biri ‘Direniş Hareketi’, biri ise İBDA-C davalarından hapiste.
‘Terör’ cezaları sıçradı!
Özel yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri, 38’i gazeteci ve medya çalışanı olmak üzere toplam 56 kişiyi Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ‘terör’ veya ‘yasadışı örgüt üyeliği veya yöneticiliği’ne dair hükümlerine dayanarak bir ağırlaştırılmış müebbet, iki müebbet hapis, 2 bin 21 yıl altı ay yedi gün hapis ve 2 milyon 626 bin 600 TL para cezasıyla cezalandırdı.
2012 yılında ise dört gazeteci müebbet, 13 gazeteci de toplam 147 yıl yedi ay hapse mahkûm olmuştu.
Gazeteciye yönelik şiddet
Toplam 186 gazeteci, bir yayın kuruluşu ve iki internet sitesi saldırının hedefi oldu; gazeteciler ve medyaya karşı 15 sözlü saldırı veya tehdit gelişti. Gezi eylemlerinin etkili olduğu 27 Mayıs-30 Eylül 2013 döneminde polis 153 gazeteciyi darp etti, 39’unu da gözaltına aldı.
İşsiz kalan gazeteciler
İktidarla iyi ilişkiler geliştirmek isteyen medya patronlarının tercihinden sonra, son olarak da Gezi süreci ve AKP-Cemaat gerginliği 2013 yılında, 106 gazeteci, yazar ve medya çalışının işine son verilmesi, 37’sinin de istifaya zorlanmasına neden oldu. Deneyimli gazeteci ve yazarlardan Tuğrul Eryılmaz, Hasan Cemal, Yavuz Baydar, Nazlı Ilıcak, Ayşenur Aslan, Mustafa Sönmez, Amberin Zaman, Ruhat Mengü bu isimlerdendi.
Sansür ve yasaklar
2013’te 12 internet sitesi, altı film, beş Facebook sayfası, üç gazete, bir kartpostal, bir konser, bir klibin sansür edilmesi dahil toplam 31 sansür olayı oldu. Akreditasyon yasağı yaygın şekilde uygulandı; bir tek olayda yedi gazete ve üç TV etkilendi. Hollandalı gazeteci Bram Vermeulen’e ülkeye her girişinde zorluk çıkarıldı; Marmaray arızalarını izlemek isteyen habercilere yasak getirildi.
Bir önceki yıl, gazetecilere ve medya çalışanlarına yönelik 46 fiili ve sözlü, sosyal medya üzerinden yazılı saldırı olayı yaşanmıştı. Bir konser, iki panel engellenmiş, dört gazete, üç ajans bürosu basılmıştı.
RTÜK
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), 2013’te televizyonlara 324 uyarı, 1.208 para cezası, radyolara da 124 uyarı ve 92 de para cezası verdi. RTÜK, 2012’de radyo ve TV kuruluşlarına 603 uyarı 290 para cezası ve üç program durdurma cezası vermişti.
“Hakaret” ve “Başbakana hakaret” cezaları
2013’te, “kişilik haklarına saldırı” veya “hakaret” iddiasıyla 8’i gazeteci toplam 11 kişiye 3 yıl 7 ay 7 gün hapis ve 59 bin 700 TL para cezası verildi. Başbakanın şikayetiyle veya savcılıkların resen hakarete geçmeleri sonucu; 3’ü gazeteci toplam 6 kişi ve bir gazete toplam 11 ay 20 gün hapis 43 bin 500 TL para cezasına çarptırıldı; 3 gazeteciyle ilgili yeni suç duyurusu yapıldı.
2012’de 12’si gazeteci 33 kişi “hakaret” gerekçesiyle 10 yıl 7 ay 16 gün hapis ve 197 bin 180 TL, bir gazete de 4 bin TL para cezasıyla karşılaşmıştı. Başbakan Erdoğan’a hakaret ettiği ve kişilik haklarına saldırdığı gerekçesiyle biri gazeteci 10 kişiye toplam 3 yıl 8 ay 7 gün hapis ve 89 bin 80 TL para cezası verilmişti.
AİHM cezaları üç yıldır artışta
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2’si gazeteci toplam 29 kişinin ve 11 yayın kuruluşunun açtığı davalarda Türkiye’yi ifade özgürlüğü ihlal ettiği, bununla bağlantılı dosyalarda adil yargılama yapmadığı ve uzun süre tutuklu tuttuğu gerekçesiyle toplam 198 bin 935 Avro (507 bin 417 TL) tazminat ödemeye mahkum etti.
2012 yılında Türkiye, 6’sı gazeteci 9 kişiye ve bir kuruma 78 bin 581 Avro (yaklaşık 184 bin TL) ödemeye mahkum edilmişti. 2011 yılında altı kararda verilen cezaların toplamı 105 bin TL idi.