MERT YILDIZ
mertyldz@gmail.com / Twitter: @my2048
Bazen anaakım medyayı okuduğum zaman ülkemizin Batı ile Doğu arasında bir köprü değil de başka bir galakside kendi yörüngesinde takılan bir gezegen olduğu hissine kapılıyorum.
Türkiye gezegeninin anaakım medyası dünya gezegeninde olup bitenlere kayıtsız. Bizim gezegenin medyası bu olayları magazin değeri olduğu sürece veya destek aldığı siyasi akımın pazarlamasına katkıda bulunduğu sürece haber yapıyor.
Geçen erşembe günü dünya gezegeni için önemli bir gündü.
Gezegenin en önemli yeraltı kaynağı petrolün üretiminde yüzde 40 paya sahip mafya (Organization of Petroleum Exporting Countries – OPEC) önemli bir karar aldı. Petrol fiyatlarındaki ciddi düşüşe rağmen OPEC üretimde bir kesintiye gitmeyeceğini açıkladı. Petrol fiyatları bir günde yüzde 4 daha düştü.
Tabii Türkiye gezegeninde bunu haber yapmaya lüzum yoktu. Haber yapan yancı anaakım gazeteler de petrol fiyatındaki düşüşün bizim gezegenin borsasına veya cari açığına olumlu yansımasını konu aldı.
OPEC’in iç yüzü
Altı ayda bir Viyana’da buluşur bu OPEC mafyası. Toplantıda üye ülkelerin ne kadar petrol üreteceğine karar verilir. Her aile mafyası gibi bu mafya da güven, organizasyon ve hiyerarşi üzerine çalışır. Baba Suudi Arabistan ne derse o olur.
Aslında mafya dediğimize bakmayın, üyelerin her biri demokrasiden nasibini almamış ülkeler. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Katar, Cezayir, Libya, Irak, İran, Nijerya, Angola, Ekuador, Venezuela. Hepsi ‘sosyalist’; devlet petrol gelirlerini halka dağıtarak vefakarlık ve barış satın alıyorlar.
Ama işte petrol fiyatı fazla düşerse bütçede bir dengesizlik oluyor. Petrol fiyatının fazla düşmesini engellemek için böyle ‘komünal’ karar alıyorlar.
Bu ay ilginç koşullarda buluştular. Petrol fiyatı sene başında varil başına 100 dolardan 75’lere düşmüştü. Herkes ABD’nin petrol üretmeye başlamasıyla arzın çok ciddi şekilde arttığını ama dünya ekonomisinde büyümenin yavaşlamasıyla talebin düşük olduğunu biliyordu. OPEC için yapılması gereken belliydi. Muslukları kıs, arzı düşür, petrol fiyatı artsın.
Gelin görün ki öyle olmadı. OPEC üretimi günlük 30 milyon varilde tutacağını açıkladı. Petrol fiyatı çakıldı.
Komplo teorileri
OPEC’in toplantısı bizim gezegenin gazetecilerinin en çok sevdiği türden komplo teorilerine gebe.
OPEC mafyasının başı Suudi Arabistan, petrol fiyatlarını düşürerek düşmanı İran’ı bitirmeye mi çalışıyor? Ama bu karar Suudi Arabistan’ın dostu ve mafya üyesi olmayan ABD’nin petrol üretimini de olumsuz etkileyecek. Onlar neden ses çıkarmıyorlar? Ya da ABD, mafya üyesi olmayıp kendi mafyasını kurmaya çalışan Rusya’ya inat mı yaptırıyor bunu?
Dünya gezegeni OPEC’in kapalı kapılar ardında aldığı kararı incelerken, bizim gezegende Prandelli ve Papa’nın Roma uçağında yan yana oturup oturmayacağı konuşuluyordu.
Ama neden anaakım medyaya yükleniyorum ki? Bizim ıssızlığımız medyayla sınırlı değil. İlkokuldan beri beynimize kazınan Türkiye’nin ‘jeopolitik’ öneminden, ‘stratejik’ konumundan ne hayır gördük şu güne kadar?
4-3-2-1
Dünyanın en büyük dört petrol ihracatçısından üçüyle sınır paylaşıyoruz ama hala ikisiyle bir boru hattımız yok.
Planlar yazıldı, çizildi, “Bbu uzaylılığa son vereceğiz” dedik. Enerjinin merkezi olacağız dedik. Ortadoğu ve Orta Asya’nın gazını Avrupa’ya taşıyacağız diye gaz olduk ama olmadı işte. Biz Nabucco’nun na’sını yapana kadar Ruslar Karadeniz’den Güney Akımı yaptılar. Projeye ortak ülkelere hammadde bizimmişçesine kapris yapınca o proje de yattı.
Şehir efsanesi
Sonuçta benzin için dünyanın en yüksek fiyatını ödüyoruz ve bunu yüksek vergiler gibi bir şehir efsanesine dayandırıyoruz. Halbuki Avrupa standartlarına göre Türkiye’de benzinden alınan vergi çok yüksek değil. Asıl biz dibimizde çıkartılan ham petrolü pahalıya alıyoruz.
Pahalıya aldığımız petrolü ülkemizdeki tek rafineride işliyoruz. Rafineri tek olunca fiyatlanma da piyasa mekanizmasına göre çalışmıyor. Devlet yancı kuruluşlara rafineri lisansı veriyor elbet ama bu arkadaşlar lisansı duvarına asmak için alıyor olsa gerek ki rafineri kuran yok (gezegenimizin hükümeti bugüne kadar dört rafineri lisansı verdi ama hala sadece bir rafineri var).
Dışarıyla petrol taşıma altyapımız olmadığı gibi içerisi de çok parlak değil. Hakkari’den giren petrolü Edirne’ye götürmek zaman alıyor. Zaman da para demek.
Velhasıl medyamız sağolsun dünyalıların bu kaynağıyla ilgili bilgileri takip etmediğimiz gibi yüksek fiyatlar ödeyip kullanıyoruz.
Kuzey Kore’yi örnek almak lazım biraz
Olur da petrol fiyatı düşmeye devam ederse ve bizim yan kapı komşularımızda bir devrim olursa belki geçtiğimiz haftaki olayın önemini anlarız.
Nasılsa bizde bu medya varken, yanımızda devrim olsa bile duymayabilir, gezegenimizin yanlızlığını dış mihrakların kıskançlığına bağlayabiliriz.
En olmadı, Kuzey Kore’nin katılmadığı dünya kupasında yaptığı tarzdan ‘Finalde Portekiz’i 7-0 yendik’ tarzı haberleri biz de yaparız.