Tüm Türkiye, ülkenin topyekûn kadınla olan meselesini, düşmanlığını, nefretini konuşuyor.
Sibel Can’a bile bu konuda mikrofon tutuluyor. Bir yandan sokaklarda iki kadın yan yana gelecek diye ödleri kopuyor, üniversite eylemlerine göz açtırmıyorlar. Diğer yandan ana akımın magazin ünlülerine durmaksızın aynı soru soruluyor: Kadın cinayetleri hakkında ne düşünüyorsun? Kendini güvende hissediyor musun? Türkiye için bu düzeyde bir seslilik hâli, tuhaf! Çok tuhaf! Kadın cinayetlerinin politik olduğunu düşünüp son günlerde ana akımda sürdürülmesine ‘izin verilen’ bu gündemlilik hâlinin rastlantıdan ibaret olduğunu düşünecek değiliz! Sonuçta iki dudağın arasından “bu konu kapansın” denmesine bağlı o soruların akıbeti, biliyoruz. Dün gelmedik Türkiye’ye!
Bu ülkede kadın meselesine sahip çıkıp, kadın hareketine destek veren her kim varsa iktidara muhaliftir.
Çünkü kadınların itildiği bu değersizleştirme hâli, 22 yıllık AK Parti iktidarının bilerek ve isteyerek hayata geçirdiği eseridir. Bile isteye yaratılan bu yozlaşmanın, çürümenin, erkek egemenliğin cehalet ve hamasetle yoğurulmuşluğunun da bir sonucudur bu. Türkiye’de erkek, 22 yılın sonunda resmen de ‘üstün vatandaşlık’ mertebesine oturtulmuştur. Kadın bu kast sisteminin en alt sıralarına konumlandırılmıştır. Kadına yönelik işlenen suçlarda hep bir ‘ama’ ve ‘fakat’ aranır. Failler için ‘iyi hâl’ en kolay ulaşılan mertebedir. Saldırıya uğramış kadınlar için hemen sorarlar; “ne giymişti, içkili miydi, uygunsuz bir durum var mıydı?”
Demokrasi çoktan yok olup giderken, hiçbir söz konuşamayan ülkemizde şimdi tüm toplum tek bir ağızdan “bu ülkenin kadınlar için güvenli olmadığını, kadınların korkmakta ne kadar haklı olduğunu” konuşmaktadır. Devletin tek bir yaptırıma dahi yeltenmediği ama korkunun, endişenin bol miktarda ‘serbestçe’ konuşulduğu, kandırmacalı bir ortam… Hâlihazırda tüm şehirlerde sokaklara çıkan kadınlar iktidarı hedef alırken ana akımda magazin muhabirleri topu ünlü kadınlara atarak sormaktadır; kendini güvende hissediyor musun? Bu yeni tutumdan haberi olmayan ve Türkiye’de ülkesini de tanıyarak yaşayan ana akım ünlüleri cevaplamakta zorlanır, çünkü bu yapılan resmen bir iktidar eleştirisi olacaktır. Bunu yapmaya izinleri var mıdır ki?