Britanya’nın saygın gazetelerinden Times’ın ‘Erdoğan’ın gizli savaşı’ başlıklı bugünkü başyazısında, “Türkiye ürkek bir Avrupa’nın rahatsız edici derecede gaddar bir ortağı oldu” dendi. Aynı gazetede yer alan Şırnak mahreçli bir haberde de bölgede yerlerinden olan vatandaşların kaldığı bir mülteci kampında yapılan gizli gömüler haberleştirildi.
BBC Türkçe’nin aktardığı haberde Avrupa Birliği’nin (AB) mülteci akışını durdurmak için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı başlıca lider olarak gördüğü ve Türkiye’nin Kürtlere karşı yürüttüğü ‘saklı savaşı’ görmezden geldiği savunularak “Bu durum Batı’yı giderek artan oranda ahlaki riskin içine çekiyor” dendi.
Doğu ve Güneydoğu’daki operasyonlar için “Batı bu kanlı katliama yüz çevirdi” denen makalede bu durumun Batı’yı da kaygılandırması gerektiği ifade edildi.
‘Ordunun eldivenlerini çıkarmasına izin verdi’
Başyazıda bunun sadece IŞİD’le mücadele ile ilgili olmadığı söylenerek, yüz binlerce sivilin yerlerinden olduğu ve unutulduğu anımsatıldı.
Yazıda Erdoğan’ın mülteci geri kabul anlaşmasını imzalamasından beri elinde açık çek olduğuna inanıyor gibi göründüğü de dile getirildi: “Türk lider aceleyle, icracı başkanlığa doğru gidiyor. Erdoğan ordunun da eldivenlerini çıkarmasına izin verdi. NATO müttefikleri bu gelişmeyi yakından izlemeli. Batı’yla ilişkilerini bozacak olan, bölgenin tartışmasız en güçlü lideri olma hırsı ve kullandığı giderek daha kabalaşan yöntemler. Erdoğan’ın Avrupa Birliği üyeliğiyle ilgilendiğine inanmak zor. Erdoğan Avrupa Birliği’nin zayıflığının ve Türkiye’ye bağımlılığının kokusunu alıyor.”
Türkiye’nin vize serbestisi için gereken Terörle Mücadele Kanunu’nda (TMK) değişiklik yapmamakta ayak dirediği anlatılan yazıda, “AB terör yasasıyla ilgili taleplerinden vazgeçmezse Avrupa yeni bir mülteci dalgası bekleyebilir. Güç siyasetinin en ham hali bu ve buna boyun eğmemeliyiz” dendi.
Şırnak’taki kampın yanında en küçüğü bir metreden kısa 14 mezar
Times, başyazısında atıfta bulunduğu Şırnak mahreçli haberine ise ‘ordunun iş makineleriyle açılan mezarlara isimsiz gömülenleri’ taşıdı.
Hannah Lucinda Smith imzalı haberde, “Mezarlar yeni bulundu. 14 dar toprak yığını. Her biri, her iki tarafa konan taşlarla işaretlenmiş. En küçüğü bir metreden kısa. Üzerlerinde isim ya da numara yok” dendi.
Mezarlığın yanına kurulu mülteci kampında yaşayanların konudan habersiz olduğu söylenen haberde, bir görgü tanığının “Bir hafta önce ordu iş makineleriyle geldi. Delikleri kazdılar, cesetleri koydular ve üzerini kapattılar. Cesetlerin PKK’lılara ait olduğunu tahmin ediyoruz” sözlerine yer verildi.
Cesetlerin hemen yanında gömüldüğü kampta çatışmalardan kaçan Kürtlerin yaşadığını ve bu insanların kendi vatanlarında mülteci konumuna düştükleri ifade edilen haberde “Türkiye’nin doğusundaki bir uzak köşede devam eden bu saklı savaşın dineceğine dair işaret yok. PKK ve Türk devleti arasındaki son çatışmalar birinci yılına yaklaşırken ölü sayısı iki bine yaklaşıyor” dendi.
‘Her iki taraf da sorumluluk üstlenmeli’
Hayatını kaybeden 500’den fazla güvenlik görevlisinin törenlerle toprağa verildiğini, militanların ise isimsiz kaldıklarının yazıldığı haberde, hükümetin ordunun gizlice ceset gömdüğü iddialarını reddettiğine ve çatışmalar nedeniyle evlerinden olanlara yardım edildiğini öne sürdüğü de belirtildi.
Haberde, PKK’nın Türkiye’nin doğusunda şehir savaşı yürütme stratejisinin de yanlış hesaplanmış bir hamle olduğunu ifade edildi ve kampta yaşayanların Türk hükümeti kadar PKK’ya da öfkeli olduğu gözlemi vurgulandı. Kampta yaşayan Faysal Özcem “PKK burada yaşayan Kürtleri düşünmüyor. Tüm yaşamımız mahvoldu. Bunun için her iki taraf da sorumluluk üstlenmeli. Şimdi tek amacımız var, hem PKK’dan hem de ordudan kurtulmak” dedi.