Milli Eğitim Bakanlığı’nın tarikat vakıflarıyla protokol imzalamasına çıkışan CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman’ın hedefi oldu.
Karaduman, Kaya’yı özür dilemeye davet etti.

Yıldırım Kaya, 11 Aralık’taki bütçe görüşmelerinde Milli Eğitim Bakanlığı’nın tarikat vakıflarıyla imzaladığı protokollere tepki göstererek, “Millî Eğitim Bakanlığı çocuklara tecavüzlerle anılan bu tarikatlarla, bu vakıflarla protokoller imzalıyor. Çocuklarımızı cemaat ve tarikatlara teslim edenlerden, mahkemelerin iptal etmesine rağmen ısrarla protokolü uygulamak isteyenlerden hesap soracağız” demişti.
Saadet Partili Abdulkadir Karaduman’sa TBMM kürsüsünde CHP’li Kaya’nın bu sözlerini hedef aldı ve ‘özür dilemesi gerektiğini’ savundu.
Kaya’nın sözlerini ‘toptancı’ bulan Karaduman, şunları söyledi:
*Ankara milletvekilimiz Sayın Yıldırım Kaya’nın sözlerinin bir kısmını hakikaten büyük bir üzüntüyle ve büyük bir hayretle takip ettim.
*İnancımıza, ahlakımıza insaf ve vicdana sığmayan menfur bir saldırı üzerinden toptancı bir yaklaşımla bütün cemaatleri, dernek ve vakıfları itham etmeye kalkışmak ne adaletle ne izanla ne de vicdanla açıklanabilir. Hele ki ülkemizde milyonlarca gencin millî ve manevi değerlerle yetişmesine öncülük etmiş olan Anadolu Gençlik Derneğimizi itham etmeye çalışmak da kimsenin hakkı ve kimsenin haddi değildir.
*Ben bu vesileyle Sayın Kaya’yı da bu yanlıştan dönmeye ve bu kürsüde milletin kürsüsünden özür dilemeye davet ediyorum.
Kaya’dan yanıt
Daha sonra yanıt vermek için kürsüye gelen Yıldırım Kaya Karaduman’ın elini sıktı.
Karaduman’a yanıt veren Kaya da şunları söyledi:
*Sanırım, konuşmayı ya ben iyi anlatamadım ya da kendileri dinlememiş. Ben hiçbir inancı, hiçbir kimliği, hiçbir düşünceyi asla aşağılamadım, aşağılamam ama burada çok açık ve net bir şekilde -Milli Eğitim Bakanlığıyla protokol yapan dernek ve vakıfların tamamına dönük eleştirel değil- bakana döndüm, dedim ki: ‘Bu protokolleri iptal et çünkü Millî Eğitim Bakanlığının 1 milyon 250 bin öğretmeni var, on binlerce çalışanı var; Millî Eğitim Bakanlığı kendi işini kendisi rahatlıkla yapabilir.’
*Vakıfların, derneklerin siyasal düşüncesi beni ilgilendirmiyor ama beni ilgilendiren, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin hiçbir derneğe, hiçbir vakfa peşkeş çekilmemesi gerekir.
*Buradan çok açık ve net şunu da söyleyeyim: Özellikle Anadolu Gençlik Derneğinin diğer derneklerle aynı özellikte olmadığının altını çiziyorum. Sözüm Anadolu Gençlik Derneği’ne değildir.
*Sözüm Millî Eğitim Bakanlığı’nın imzaladığı protokolleredir, içerikle konuşmadım. Hiç kimse ama hiç kimse Müslümanların ibadetini ve inancını siyasetin malzemesi yapamaz, buna bugüne kadar izin vermedik, bundan sonra da asla izin vermeyeceğiz.