Kılıçdaroğlu’nun sorgulanmasının en önemli nedenlerinden biri “güçlü” bir lider profili çizmemesi oldu; sosyal demokrat solun Erdoğan karşısına koyabileceği bir lider arayışı, önce Muharrem İnce, şimdilerde de Istanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun keşfiyle sonuçlandı! …
Dünyada olduğu kadar Türkiye’de de savaş mantığının dışına çıkacak bir siyaset tarzının üretmesi, sol siyasetin önündeki en önemli görev olarak duruyor. Siyasetin savaş olarak tanımlandığı bir ortamda, bu görevin kolay olmadığı açık! Savaş öyle ya da böyle merkezileşme ve güçlü liderliği, savaşın tüm taraflarına dayatıyor…
Toplumun geniş bir kesimi, giderek savaşa benzeyen yaşamın yarattığı hoşnutsuzluk içinde, en son İmamoğlu örneğinde gördüğümüz gibi, güçlü lider(ler) arıyor; o liderden temel beklentisi toplumun, içine itildiği savaş halinin dışına çıkarılması! Hiç kuşku yok bu paradoksal bir durum. Ama liderlik, tam da bu tür paradoksal durumları çözme vasfına işaret etmiyor mu?